Özet
- Vajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki bezlerin salgıladığı, vajinayı temizleyip nemlendiren ve enfeksiyonlara karşı koruyan bir sıvıdır. Normal vajinal akıntı berrak veya süt beyazı renkte, hafif kokulu ya da kokusuz, kaşıntı yapmayan bir akıntıdır.
- Her kadında adet döngüsü boyunca belirli miktarda akıntı görülmesi normaldir. Ovulasyon (yumurtlama) döneminde daha kaygan ve berrak, adet öncesi veya hamilelikte daha yoğun akıntı olabilir.
- Renk, koku veya kıvam değişikliği gösteren vajinal akıntılar anormal kabul edilir. Beyaz peynirimsi akıntı mantar enfeksiyonunu düşündürebilir; gri veya kötü kokulu akıntı genellikle bakteriyel vajinoz belirtisidir; sarı-yeşil akıntı çoğunlukla cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyonu (Trikomonas, bel soğukluğu gibi) işaret eder.
- Vajinal akıntının tedavisi altta yatan nedene göre yapılır. Mantar enfeksiyonları antifungal ilaçlarla, bakteriyel enfeksiyonlar ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar uygun antibiyotiklerle tedavi edilir. Normal fizyolojik akıntı için tedavi gerekmez.
- Akıntıyı azaltmak ve enfeksiyonları önlemek için vajinal hijyene dikkat etmek önemlidir. Pamuklu iç çamaşırı giymek, günlük pedleri sık değiştirmek, vajinal duş ve kokulu ürünlerden kaçınmak tavsiye edilir. Kötü kokulu, renk değişikliğine uğramış veya kaşıntı-yanma gibi belirtilerle birlikte görülen akıntı durumunda bir doktora başvurulmalıdır.

Vajinal akıntı nedir? Ne işe yarar?
Vajinal akıntı, vajina içindeki ve rahim ağzı (serviks) etrafındaki bezlerin salgıladığı sıvı olarak tanımlanır. Bu sıvının temel görevi, vajina içerisindeki dokuları nemli tutmak, vajinayı temizlemek ve olası enfeksiyonlara karşı koruyucu bir bariyer oluşturmaktır. Vajinal akıntı, rahim ağzından gelen mukus, vajinal duvardan dökülen ölmüş hücreler ve vajinadaki doğal bakterilerin karışımından oluşur. Bu nedenle aslında vücudun kendini temizleme mekanizmasının bir parçasıdır; vajina kendi kendini temizleyen bir organdır ve vajinal akıntı bu sürecin bir sonucudur.
Sağlıklı bir vajinadaki bakteriler (laktobasil gibi yararlı bakteriler) vajina ortamını asidik tutarak kötü bakteri ve mantarların aşırı çoğalmasını engeller. Vajinal akıntı, bu dengenin sürdürülmesine yardımcı olur; eski hücreleri, bakteri ve mukoza kalıntılarını dışarı taşıyarak vajinanın temiz kalmasını sağlar. Ayrıca cinsel ilişki sırasında kayganlık sağlayarak sürtünmeyi azaltma gibi bir işlevi de vardır.
Her gün az miktarda vajinal akıntı gelmesi tamamen normal ve sağlıklıdır. Bir gün içinde yaklaşık 1-4 mililitre kadar (yaklaşık bir çay kaşığı) akıntı oluşabilir. Kimi kadın bunu hiç fark etmezken, kimileri iç çamaşırında hafif bir nemlenme olarak gözlemleyebilir.
Normal vajinal akıntı nasıl olur?
Normal vajinal akıntı, şeffaf ya da süt beyazı renkte, ince veya hafif yapışkan kıvamda olabilir. Genellikle kötü kokmaz; bazı kadınlarda hafif, kokusu belli belirsiz bir koku olabilir ancak rahatsız edici, balık benzeri veya çok keskin kokular normal değildir. Normal akıntı kaşıntı veya yanma hissine yol açmaz. Vajinanın asitlik düzeyine (pH) uygun bir akıntıdır ve vajina çevresindeki cildi tahriş etmez.
Normal akıntı miktarı kişiden kişiye değişebileceği gibi, adet döngüsünün evrelerine göre de farklılık gösterir. Örneğin:
- Adet dönemi sonrası (ilk günler): Adetin bitiminde vajinal akıntı genellikle az miktardadır ve hafif beyazımsı olabilir.
- Ovulasyon (yumurtlama) dönemi: Adet döngüsü ortasına denk gelen yumurtlama günlerinde östrojen hormonunun etkisiyle akıntı miktarı artabilir. Bu dönemde akıntının kıvamı çiğ yumurta akı gibi berrak, kaygan ve uzayan bir yapıya bürünür. Bu tip akıntı, spermlerin rahme ulaşmasını kolaylaştırmak için oluşur ve normaldir.
- Adet öncesi dönem: Yumurtlamadan sonra progesteron hormonunun etkisiyle akıntı biraz daha yoğun, bulanık beyaz veya hafif sarımtır olabilir. Adet yaklaştıkça akıntı miktarı tekrar azalabilir.
- Cinsel uyarılma sırası: Cinsel olarak uyarıldığınızda vajinal salgılar artar; berrak ve sulu bir akıntı gelir. Bu, normal bir kayganlaşma mekanizmasıdır.
- Hamilelik: Hamilelikte hormonların etkisiyle vajinal akıntı miktarı artabilir. Gebelikte görülen normal akıntı, ince, sütümsü beyaz (lökore de denir) ve kokusuz bir akıntıdır.
Bu örnekler, normal vajinal akıntının geniş bir aralıkta değişebileceğini gösterir. Her kadının normal akıntı rengi ve miktarı farklı olabilir. Önemli olan, akıntının sizin için alışagelmiş, olağan bir yapıda olmasıdır. Bu olağan yapıda belirgin bir değişiklik olursa, o zaman anormal bir durumdan şüphelenilebilir.
Anormal vajinal akıntı nedir?
Anormal vajinal akıntı, normalde alışık olduğunuz akıntının dışına çıkan görünüm veya belirtiler taşıyan akıntılardır. Aşağıdaki değişiklikler akıntınızın anormal olduğunu gösterebilir:
- Renk değişikliği: Normalde saydam veya beyaz olan akıntınızın sarı, yeşil, gri, pembe veya kırmızı gibi alışkın olmadığı bir renge bürünmesi.
- Koku: Vajinal akıntıda hafif ve kendine has bir koku olabilir, ancak keskin, kötü veya balık kokusu gibi rahatsız edici kokular normal değildir.
- Kıvam ve doku: Akıntının sıradan farklı bir yapı göstermesi (örneğin kütleli, peynirimsi, köpüklü veya süngersi bir görünüme sahip olması) anormaldir.
- Miktar: Alışagelmişten çok daha fazla miktarda akıntı gelmesi, örneğin gün içinde sürekli iç çamaşırı değiştirme ihtiyacı oluşturacak kadar yoğun akıntı yaşamak.
- Beraberindeki belirtiler: Akıntıya eşlik eden kaşıntı, vajinal bölgede tahriş/kızarma, idrar yaparken yanma, cinsel ilişki sırasında ağrı veya kasık ağrısı gibi şikayetlerin varlığı.
Eğer vajinal akıntınız yukarıdaki özelliklerden bir veya birkaçını gösteriyorsa, bu durumda bir vajinal enfeksiyon veya başka bir sağlık sorunu söz konusu olabilir. Anormal vajinal akıntı bir hastalık değil, altta yatan bir problemin belirtisidir. Dolayısıyla bu tip bir akıntı fark ettiğiniz zaman bir sağlık uzmanına danışmanız önerilir.
Vajinal akıntı nedenleri nelerdir?
Vajinal akıntının birçok farklı nedeni olabilir. Normal vajinal akıntı genellikle hormonsal değişikliklerle ilişkiliyken, anormal akıntıların çoğu vajinadaki dengelerin bozulması veya enfeksiyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Yaygın vajinal akıntı nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Vajinal enfeksiyonlar (Vajinitler): Vajinanın veya rahim ağzının enfeksiyon kapması, akıntının renginde, kokusunda ve kıvamında değişikliğe yol açar. En sık görülen vajinal enfeksiyonlar arasında vajinal mantar enfeksiyonu (Candida mantarına bağlı, beyaz peynir kesiği gibi akıntı yapar), bakteriyel vajinoz (vajinadaki iyi ve kötü bakteri dengesinin bozulmasıyla oluşan enfeksiyon, gri-beyaz balık kokulu akıntı yapar) ve Trikomonas enfeksiyonu (bir parazitin neden olduğu, sarı-yeşil köpüklü akıntı ile seyreden cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon) bulunur. Ayrıca bel soğukluğu (gonore) ve klamidya gibi cinsel yolla bulaşan bakteriyel enfeksiyonlar da vajinal akıntı artışı ve renk değişikliği yapabilir.
2. Hormonal değişiklikler: Vücuttaki hormon seviyelerindeki oynamalar vajinal akıntıyı etkileyebilir. Örneğin ergenlik döneminde, adet döngüsü süresince, gebelikte veya menopozda vajinal akıntı miktarı ve niteliği değişebilir. Doğum kontrol hapı gibi hormonal ilaçlar da akıntıyı etkileyebilir.
3. Vajinadaki yabancı cisimler: Vajina içinde unutulmuş bir tampon, vajinal akıntıda kötü koku ve enfeksiyona benzer belirtiler yapabilir. Bazen de unutulmuş bir tampon veya vajinaya kaçan yabancı bir cisim (cinsel ilişkide kırılan kondom parçası gibi) vajinal akıntının iltihaplı (irinimsi) ve kötü kokulu olmasına neden olur.
4. Alerjik reaksiyonlar ve tahriş: Vajina bölgesinde kullanılan kokulu sabunlar, deodorant spreyler, parfümlü ped veya tamponlar, renklendirilmiş tuvalet kağıtları gibi ürünler vajinal dokuyu tahriş edebilir. Bu tahriş veya alerjik reaksiyon sonucunda vajina daha fazla sıvı salgılayabilir ve akıntı gelişebilir. Sık sık vajinal duş yapmak da vajinanın doğal bakteriyel dengesini bozarak akıntıya yol açabilir.
5. Östrojen eksikliğine bağlı kuruluk: Menopoz sonrası dönemde östrojen hormonunun düşmesiyle vajinal duvar incelir ve kurur (atrofik vajinit). Bu durumdaki vajina enfeksiyonlara daha açık hale gelir ve bazen hafif kanlı veya sarı akıntı olabilir. Vajinal kuruluğun kendisi de hafif bir akıntı ve rahatsızlık hissi yaratabilir.
6. Diğer nedenler: Nadiren de olsa vajinal akıntıda değişikliğe yol açabilecek ciddi durumlar vardır. Örneğin rahim ağzı kanseri veya vajina kanseri vajinal akıntıda kanlı veya kahverengi lekelenmelere neden olabilir. Ancak bu kanserler vajinal akıntının çok ender sebeplerindendir. Pelvik bölge radyoterapisi görmüş kişilerde vajinal dokuda değişikliklere bağlı akıntı olabilir. Pelvik inflamatuar hastalık (PID) denilen, rahim ve yumurtalıkları da içine alan geniş ölçekli enfeksiyon da yoğun ve kötü kokulu akıntılara yol açabilir.
Özetle, vajinal akıntınızın karakterindeki bir değişiklik çoğunlukla vajinadaki doğal dengenin bozulduğunu veya bir enfeksiyonu işaret eder. Bir sonraki bölümde, akıntınızın rengine göre olası anlamlarını inceleyeceğiz.
Rengine göre vajinal akıntılar ve olası anlamları
Vajinal akıntının rengi, altta yatan durum hakkında önemli ipuçları verebilir. Farklı renklerde akıntılar ve bunların olası anlamları şu şekildedir:
- Beyaz akıntı: Süt beyazı veya kremsi renkte akıntı büyük ölçüde normaldir. Özellikle incelmiş, saydam veya hafif yapışkan beyaz akıntı vajinanın sağlıklı olduğunu ve kendini temizlediğini gösterir. Ancak koyu, yoğun kıvamda, peynirimsi beyaz akıntı normal değildir. Bu tür beyaz ve topaklı akıntı genellikle vajinal mantar enfeksiyonuna (kandidiyaz) işaret eder. Mantar enfeksiyonunda beyaz akıntıya genellikle şiddetli vajinal kaşıntı ve kızarıklık da eşlik eder.
- Sarı akıntı: Açık soluk sarı renkte akıntı bazen normal olabilir; örneğin hava ile temas eden akıntı kuruduğunda sarımtırak bir iz bırakabilir. Ancak canlı sarı, koyu sarı veya yeşilimsi sarı akıntı genellikle enfeksiyon belirtisidir. Bel soğukluğu (gonore) ve klamidya gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar sarı ya da sarı-yeşil cerahatli (iltihaplı) akıntılara yol açabilir. Bu akıntı tipinde kötü koku ve vajinada yanma hissi de görülebilir.
- Yeşil akıntı: Yeşil renkli akıntı hemen her zaman anormaldir ve bir enfeksiyonu gösterir. Özellikle köpüklü, yeşilimsi akıntı çok büyük olasılıkla Trikomonas adlı parazitin neden olduğu trikomoniyaz enfeksiyonunu işaret eder. Yeşil akıntı bazen sarı ile birlikte de tanımlanır (sarı-yeşil akıntı); bu durumda da genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon söz konusudur. Yeşil tonlu akıntılarda kötü, çoğu zaman balık kokusuna benzer bir koku olabilir.
- Kahverengi akıntı: Kahverengi veya koyu kirli kırmızı (pas renginde) akıntı, genellikle içinde eski kan karışımı olduğunu gösterir. Adet döneminin başlangıcında veya sonunda gözlenen kahverengi lekelenme, rahim içinde kalan ufak kan birikintilerinin geç de olsa dışarı atılmasından kaynaklanabilir ve bu durumda normal kabul edilir. Örneğin adet biterken gelen kahverengi akıntı, rahimde kalan kanın oksitlenip kahverengiye dönmesiyle oluşur. Ancak adet döngüsünden bağımsız zamanlarda ortaya çıkan kahverengi akıntı, hormonal dengesizlikler, rahim ağzı polipleri veya nadiren rahim ağzı kanseri gibi durumların belirtisi olabilir. Kahverengi akıntı bazen erken gebelik belirtisi olarak implantasyon kanamasına da (döllenmiş yumurtanın rahme tutunması sırasında olan hafif kanama) bağlanır; bu durumda akıntı hafif kahverengi-pembemsidir ve 1-2 gün sürebilir.
- Gri akıntı: Gri renkli vajinal akıntı, karakteristik olarak bakteriyel vajinoz (BV) adı verilen vajina bakteriyel dengesi bozulması durumunda görülür. Gri ya da grimsi beyaz akıntı genellikle çürümüş balık gibi çok belirgin kötü bir kokuya sahiptir. BV durumunda vajinal kaşıntı her zaman olmasa da, kötü koku özellikle cinsel ilişki sonrası fark edilir düzeydedir. Gri akıntı fark ederseniz doktorunuz enfeksiyonu antibiyotikle tedavi edecektir.
- Pembe akıntı: Pembe renkli vajinal akıntı, akıntıya az miktarda taze kan karışımı olduğunu gösterir. Çok açık pembe akıntı bazen adet öncesi lekelenme veya ovulasyon kanaması (yumurtlama sırasında bazı kadınlarda görülebilen hafif kanama) nedeniyle olabilir. Cinsel ilişki sonrasında pembe akıntı olması, servikal erozyon (rahim ağzında yara) veya polip gibi rahim ağzındaki hassasiyetten kaynaklanabilen hafif kanamalar nedeniyle görülebilir. Doğumdan sonraki lohusalık sürecinde de akıntı pembe-kahverengi renkte olabilir (lohusalık akıntısı, rahmin temizlenme sürecinin parçasıdır).
- Kırmızı akıntı: Parlak kırmızı renkte vajinal akıntı, akıntının içinde taze ve yoğun kan olduğunu gösterir. Eğer adet görmeniz gereken zamanda bu akıntı geliyorsa muhtemelen adet kanamanızın bir parçasıdır. Ancak adet döneminizin dışında ortaya çıkan kırmızı akıntı dikkatle izlenmelidir. Yoğun kırmızı akıntı bazen düşük belirtisi olabilir ya da ileri gebelikte plasenta ile ilgili problemleri (plasenta previa gibi) işaret edebilir; bu nedenle gebelikte kırmızı akıntı görüldüğünde acilen doktora başvurulmalıdır. Adet dışı kırmızı akıntı ayrıca rahim veya rahim ağzı poliplerinden, enfeksiyon kaynaklı rahim ağzı yaralarından (servisit) veya kötü huylu olabilecek lezyonlardan kaynaklanabilir. Bu nedenle adet dışı herhangi bir kanamalı akıntı durumunda hekime muayene olmak önemlidir.
Vajinal akıntıya eşlik eden belirtiler ne anlama gelir?
Vajinal akıntı sorunlarında, akıntının renginin yanı sıra beraberindeki diğer belirtiler de tanı koymada önem taşır. Akıntıya eşlik eden yaygın belirtiler ve muhtemel anlamları şunlardır:
- Kötü koku: Vajinal akıntının kötü veya balık benzeri kokması, genellikle enfeksiyon işaretidir. Özellikle bakteriyel vajinozda akıntı belirgin balık kokulu olur. Trikomonas enfeksiyonunda da kötü, bozulmuş bir koku olabilir. Eğer akıntı kötü kokulu ve renkliyse, altta yatan bir enfeksiyon büyük olasılıkla vardır.
- Kaşıntı ve yanma: Vajina veya dış genital bölgede kaşıntı, yanma ya da tahriş hissi, vajinal akıntıya eşlik ettiğinde vajinit denilen vajina iltihabını düşünürüz. Mantar enfeksiyonları özellikle yoğun kaşıntı yapar; beyaz akıntıyla birlikte vajina ve vulvada kaşıntı kızarma varsa mantar olasılığıdır. Bakteriyel vajinozda kaşıntı hafif olabilir veya hiç olmayabilir, daha çok koku ön plandadır. Trikomonasta ise hem koku hem kaşıntı sık görülür. Kaşıntı ve tahriş, irritan maddelere (parfümlü sabun gibi) bağlı bir alerjik reaksiyon sonucu da gelişmiş olabilir.
- İdrar yaparken yanma: Vajinal akıntıya ek olarak idrar yaparken yanma hissediyorsanız, bu durum idrar yolu enfeksiyonu ile karışabilir ancak vajinal enfeksiyonlar da dış idrar yolunu tahriş ederek benzer bir his yaratabilir. Özellikle trikomonas, bel soğukluğu ve klamidya gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hem vajinada akıntı yaparak hem de idrar kanalını etkileyerek idrar yaparken sızlama veya yanmaya neden olabilir.
- Kasık ağrısı veya cinsel ilişki sırasında ağrı: Vajinal akıntı sorunlarına kasık bölgesinde ağrı veya cinsel ilişki sırasında acı eşlik ediyorsa, enfeksiyonun özellikle üreme organlarının üst kısımlarına yayılması (rahim, rahim içi veya yumurtalıklar) söz konusu olabilir. Pelvik inflamatuar hastalık (PID) denilen durumda, genellikle klamidya veya gonore gibi tedavi edilmemiş enfeksiyonlar rahim ve yumurtalıklara yayılarak kasık ağrısı, ateş ve akıntı ile ciddi bir tablo oluşturur. Bunun dışında vajinal kuruluk (atrofik vajinit) da ilişki sıra acı ve hafif kanamalı akıntı yapabilir.
Belirtilerin kombinasyonu, doktorlar için ipucu niteliği taşır. Örneğin köpüklü yeşil akıntı + kötü koku + kaşıntı, trikomonas enfeksiyonunu düşünürken; beyaz peynirimsi akıntı + yoğun kaşıntı, mantar enfeksiyonunu akla getirir. Bu nedenle doktora başvurduğunuzda tüm belirtilerinizi tam olarak aktarmanız, doğru tanıyı kolaylaştırır.
En sık görülen vajinal enfeksiyonlar ve akıntı özellikleri
Yukarıda bahsedilen vajinal enfeksiyon türlerini biraz daha detaylandıracak olursak, vajinal akıntıya yol açan en yaygın enfeksiyonlar ve bu enfeksiyonlarda görülen akıntı tipik özellikleri şöyledir:
- Vajinal mantar enfeksiyonu (Kandidiyaz): Candida adlı maya mantarının vajinada aşırı çoğalması sonucu oluşur. En belirgin belirtisi, yoğun beyaz ve kesik kesik parçalı (peynir kesiği görünümünde) vajinal akıntı ve şiddetli vajina-vulva kaşıntısıdır. Vulva bölgesinde kızarıklık, şişlik ve idrar yaparken yanma hissi de olabilir. Mantar enfeksiyonları genellikle cinsel yolla bulaşan bir hastalık değildir; vücut direnci düştüğünde veya antibiyotik kullanımı sonrası vajinanın yararlı bakteri dengesi bozulduğunda ortaya çıkabilir.
- Bakteriyel vajinoz (BV): Vajinadaki yararlı ve zararlı bakterilerin dengesi bozulduğunda meydana gelen bir enfeksiyondur. Genellikle belirgin bir vajinal kaşıntı veya tahriş yapmaz, ancak tipik belirtisi bol, ince, gri-beyaz renkli ve kötü kokulu (balık kokusu) vajinal akıntıdır. Koku, cinsel ilişki sonrası veya adet dönemi sırasında daha da fark edilir olabilir. Bakteriyel vajinoz cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olarak kabul edilmez, ancak birden fazla cinsel partneri olanlarda daha sık görüldüğü bilinir. Tedavi edilmezse bazen kendi kendine geçebilir ama tedavi edilmesi, özellikle gebeyseniz veya bir ameliyat öncesi dönemdeyseniz, olası komplikasyonları önlemek için önemlidir.
- Trikomonas enfeksiyonu (Trikomoniyaz): Cinsel yolla bulaşan bir parazit (Trichomonas vaginalis) nedeniyle vajinada gelişen enfeksiyondur. Belirtileri değişken olmakla beraber birçok vakada vajinal akıntı yoğun, köpüklü, sarı-yeşil renkte ve kötü kokuludur. Vajinada yanma, idrar yaparken ağrı, cinsel ilişki sırasında acı, vajina ve dış genital bölgede kaşıntı-kızarıklık da görülebilir. Bazı kadınlarda ise trikomonas enfeksiyonu belirgin bir bulgu vermeyebilir (taşıyıcı olabilirler). Bu enfeksiyon, erkeklerde de idrar yolunda enfeksiyona neden olabilir. Trikomoniyaz tespit edildiğinde, hastanın eşinin/cinsel partnerinin de tedavi edilmesi gerekir.
- Bel soğukluğu (Gonore) ve Klamidya: Bu iki bakteri, cinsel yolla bulaşan en yaygın enfeksiyonlardandır ve sıklıkla birlikte bulunurlar. Hem gonore hem klamidya vajinada ve rahim ağzında enfeksiyon oluşturarak sarımtırak veya yeşil renkli, cerahatli bir akıntıya yol açabilir. Bu enfeksiyonlar bazen sadece hafif bir akıntı ve idrar yaparken yanma gibi minimal bulgular verir, bu yüzden fark edilmeyebilirler. Tedavi edilmeden kalırlarsa enfeksiyon yukarıya, rahim ve yumurtalıklara yayılıp pelvik inflamatuar hastalık yapabilir ve bu da kısırlık dahil ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle cinsel aktif kadınlarda, özellikle de korunmasız ilişki yaşamış olanlarda, vajinal akıntıya eşlik eden yanma veya hafif ağrı şikayetlerinde gonore/klamidya ihtimali düşünülmeli ve testler yapılmalıdır. Tedavileri uygun antibiyotiklerle yapılır ve eş tedavisi şarttır.
Vajinal akıntı testi nasıl yapılır?
Vajinal akıntı sorunu ile doktora başvurduğunuzda, doktorunuz ayrıntılı bir jinekolojik muayene yapacaktır. Muayene sırasında vajina ve rahim ağzı spekulum denilen alet yardımıyla görülür hale getirilerek incelenir. Doktor, vajinal akıntının görünümü, rengi ve kokusu hakkında fikir edinir.
Kesin tanı için vajinal akıntıdan numune (sürüntü) alınarak laboratuvara gönderilir. Alınan örnek şu amaçlarla kullanılabilir:
- Mikroskopik inceleme: Laboratuvar ortamında akıntı örneğinin mikroskopla incelenmesiyle bakteriler, mantarlar veya parazitler gözlemlenebilir. Örneğin mikroskopta mantar sporları veya “trikomonas” parazitinin hareketli hücreleri görülebilir. Vajinal akıntının pH düzeyi ölçülerek bakteriyel vajinoz lehine ipucu elde edilebilir (BV’de pH genelde 4.5’in üzerindedir).
- Kültür: Akıntıdan alınan örneği bir besi ortamına ekerek bakteri üremesi incelenebilir. Özellikle spesifik olarak şüphelenilen bir patojen yoksa, kültür ile hangi bakterinin enfeksiyona neden olduğu saptanabilir. Mantar için de kültür yapılabilecek ortamlarda Candida mantarı ürüyüp üremediğine bakılabilir.
- Laboratuvar testleri: Bazı durumlarda vajinal akıntı için hızlı test kitleri veya PCR testleri kullanılabilir. Özellikle klamidya, gonore gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar veya vajinal bakteriyel dengenin bozulmasına yönelik testler spesifik olarak örnekte uygulanır ve tanı konur. Ayrıca mantar için “vajinal smear” (vajinal yayma) testi ile vajinal akıntıda mantar hücreleri aranabilir.
Doktorunuz ayrıca gerekli görürse idrar testleri veya kan testleri de isteyebilir (bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkları dışlamak veya eşlik eden idrar yolu enfeksiyonunu kontrol etmek için). Bazen vajinal akıntı şikayetinde Pap smear (rahim ağzı kanseri tarama testi) da yapılabilir; bu test enfeksiyon tanısı için de ipuçları verebilir (örneğin smear sonucunda “mantar” görülebilir).
Akıntı tedavisi nasıl olur?
Vajinal akıntı bir belirti olduğu için, tedavi akıntının nedenine yönelik yapılır. Bu nedenle öncelikle yukarıda bahsedilen testlerle akıntının nedeni bulunur. Şüpheli duruma göre doktor bazen test sonuçlarını beklemeden empirik tedaviye de başlayabilir. Vajinal akıntıya yol açan durumlara göre başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
- Mantar enfeksiyonu tedavisi: Vajinal mantar enfeksiyonu tespit edilirse antifungal (mantar öldürücü) ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar vajinal fitil veya krem şeklinde olabileceği gibi tek doz ağızdan alınan hap şeklinde de olabilir (flukonazol gibi etken maddeler). Tedavi genellikle kısa sürede belirtiyi rahatlatır; kaşıntı ve akıntı birkaç gün içinde geriler.
- Bakteriyel vajinoz tedavisi: Bakteriyel vajinoz genellikle antibiyotiklerle tedavi edilir. Metronidazol veya klindamisin içeren vajinal kremler/jeller veya ağızdan hap tedavisi 5-7 gün süre ile uygulanır. BV tedavisinde eş tedavisi rutinde gerekli değildir, ancak tekrarlayan vakalarda partner tedavisi düşünülebilir.
- Trikomonas tedavisi: Trikomoniyaz, metronidazol veya tinidazol gibi antiparaziter/antibiyotik ilaçlarla tedavi edilir. Genellikle tek doz yüksek doz metronidazol verilerek veya 5-7 günlük kür uygulanarak enfeksiyon ortadan kaldırılır. Önemli olarak, trikomonasta cinsel partnerin de aynı anda tedavi alması gerekir; aksi halde tekrar bulaş olur. Tedavi süresince ve tedavi tamamlandıktan sonraki 1 hafta cinsel ilişkiden kaçınmak önerilir.
- Gonore ve klamidya tedavisi: Bu enfeksiyonlar genellikle birlikte değerlendirilir ve tedavi edilir. Gonore için genellikle tek doz kas içi enjeksiyon şeklinde bir antibiyotik (genellikle seftriakson) uygulanır ve klamidya kapsamına almak için ağızdan azitromisin (tek doz) veya doksisiklin (7 gün) gibi bir antibiyotik verilir. Bu tedavi protokolleri dünya genelinde standart kabul edilir. Cinsel eşlerin de tedavi edilmesi ve tedavi bitimine kadar yaklaşık 1 hafta cinsel perhiz/korunma önerilir.
- Atrofik vajinit tedavisi: Menopoz sonrası vajinal kuruluğa bağlı akıntı ve rahatsızlık varsa, vajinal dokuyu yenilemeye yardımcı östrojen içeren kremler veya fitiller kullanılabilir. Bu lokal hormon tedavisi vajina duvarının kalınlaşmasını, kayganlaşmasını sağlayarak hem akıntıyı azaltır hem de enfeksiyon riskini düşürmeye yardımcı olur.
- Diğer nedenlere yönelik tedaviler: Vajinadan unutulmuş tampon gibi bir yabancı cisim çıktığında, bunun çıkartılması ve gerekirse sonrasında oluşan vajinal enfeksiyonun antibiyotikle tedavisi gerekebilir. Rahim veya rahim ağzı polipleri varlığında bunlar cerrahi yöntemlerle çıkartılır. Eğer akıntının sebebi sistemik bir hastalık veya başka bir durumsa, öncelikle o durumun tedavisi planlanır.
Normal vajinal akıntı için herhangi bir tedavi veya müdahale gerekmez. Akıntı var diye vajinal duş yapmak veya ilaç kullanmak, eğer ortada bir enfeksiyon yoksa, faydalı olmaktan ziyade zararlı olabilir; vajinanın doğal dengesini bozarak enfeksiyona yatkınlığa sebep olabilir. Bu nedenle akıntınız normal sınırlar’da ve sizi rahatsız etmiyorsa tedaviye gerek yoktur.
Evde dikkat edilmesi gerekenler, hijyen önerileri
Vajinal akıntıyla ilgili sorun yaşayan veya akıntısını normal sınırlarında tutmak isteyen kadınlar için vajinal hijyen ve bakım konusunda şunlar önerilebilir:
- Genital bölge temizliği: Her gün düzenli olarak dış genital bölgeyi (vulvayı) ılık su ve gerekirse hassas, kokusuz bir sabunla nazikçe yıkayın. Vajina içini su veya başka bir şeyle yıkamayın (vajinal duş yapmayın); vajina iç kendini temizler, içeriyi yıkamak doğal dengeleri bozar.
- Kıyafet ve ped seçimi: Pamuklu ve hava alan kumaşlardan yapılmış iç çamaşırları tercih edin. Çok dar pantolonlar veya sürekli sentetik taytlar giymek vajinal bölgeyi havasız bırakıp nemli kalıcı ortama yol açabilir; mantar gibi enfeksiyonları kolaylaştırabilir. Kullanılan ped ve tamponları sık aralıklarla değiştirin. Parfümlü, deodorantlı pedlerden kaçının.
- Doğru temizlenme yöntemi: Tuvalet sonrası temizliğinizi önden arkaya doğru yapın. Böylece anüs bölgesindeki bakteri ve kirliliğin vajinaya taşınmasını önlersiniz.
- Kokusuz ürünler kullanın: Genital hijyen için kokulu sabun, vajinal deodorant veya sprey, pudra gibi ürünleri kullanmayın. Bunlar kimyasal tahrişe ve alerjiye yol açarak akıntıyı artırabilir.
- Islak kalmayın: Spor yapıp terlediğinizde veya yüzdükten sonra, ıslak mayo veya terli kıyafetlerle uzun süre kalmayın. En kısa sürede kuru ve temiz giysiler giyin. Nemli ortamlarda mantarlar kolay üreyebileceği için vajina bölgesinin kuru kalmasını sağlayın.
- Günlük ped kullanımı: Akıntı nedeniyle günlük ped kullanıyorsanız, padi sık sık değiştirin ve gece yatarken ped kullanmayarak bölgenin hava almasını sağlayın.
- Beslenme ve hayat tarzı: Dengeli beslenmek, şeker tüketimini azaltmak (fazla şeker mantar enfeksiyonları riskini artırabilir), stresten uzak durmak ve yeterli uyumak genel vücut direncinizi yükselteceği için vajinal sağlığınıza da olumlu yansır. Özellikle tekrarlayan mantar enfeksiyonları yaşıyorsanız, diyetinizdeki şeker oranını gözden geçirmeniz faydalı olabilir.
Tüm bu öneriler, vajinanın doğal dengesini korumaya ve zararlı mikroorganizmaların aşırı çoğalmasını önlemeye yöneliktir. Eğer bu önlemlere rağmen anormal bir akıntı sorunu yaşarsanız, altta yatan bir enfeksiyon olup olmadığını anlamak için tıbbi değerlendirme gerekir.
Vajinal akıntı ve gebelik
Gebelikte vajinal akıntının artması çok sık görülen ve genellikle normal bir durumdur. Hamilelikle birlikte artan östrojen ve progesteron hormonları, rahim ağzındaki bezleri daha fazla mukus üretmeye teşvik eder. Bu sayede rahim ağzında “mukus tıkacı” denilen bir bariyer oluşur ve bu bariyer, bebek ile rahimi enfeksiyonlardan korur. Hamilelik sürecinde gözlenen normal vajinal akıntıya lökore denir; bu akıntı ince, süt beyazı ve kokusuzdur.
Gebeliğin ilerleyen haftalarında bu mukus tıkacı bazen parçalar halinde vajinadan atılabilir. Bu durumda akıntınızın içinde çizgi şeklinde kırmızı veya pembe damarlanmalar görebilirsiniz; halk arasında nişan gelmesi olarak bilinen bu olay, doğumun yaklaştığına işaret edebilir (ancak nişan gelmesinden doğuma kadar saatler veya haftalar olabilir).
Hamilelikte artan vajinal akıntı her zaman masum olmayabilir. Gebelikte vajinal florada değişiklikler olduğundan mantar enfeksiyonları daha sık ortaya çıkabilir; bu durumda beyaz, peynirimsi akıntı ve kaşıntı görülecektir. Aynı şekilde bakteriyel vajinoz da gebelikte tekrarlayabilir veya ilk defa oluşabilir. Özellikle sarı-yeşil, gri veya kırmızımsı akıntı gebelikte normal değildir. Vulvada (dış genital bölge) kızarma, şişlik, kaşıntı gibi bulgular varsa veya akıntı ile beraber kötü koku, yanma, ateş, kasık ağrısı gibi belirtiler gelişirse vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmalısınız. Çünkü bazı vajinal enfeksiyonlar tedavi edilmezse erken doğuma veya suyun erken gelmesine sebep olabilir.
Ayrıca gebeliğin herhangi bir döneminde yoğun sulu bir akıntı hissettiğinizde (sanki idrar kaçırır gibi bir anda sıvı boşalması), bu durumu da doktorunuza bildirmelisiniz; bazen su gelmesi (amniyotik sıvının erken boşalması) vajinal akıntı zannedilebilir, bu da ciddi bir durumdur.
Hangi durumda doktora gidilmeli?
Birçok vajinal akıntı tipi evde alınacak hijyen önlemleri ve basit tedavilerle düzelebildiği halde bazı durumlarda gecikmeden bir doktora başvurmak gerekir. Aşağıdaki durumlarda vajinal akıntı için doktor kontrolü şarttır:
- Akıntınız normalde alışık olduğunuz renkten farklı bir renge (yeşil, sarı, gri gibi) dönüşmüşse veya akıntı içinde kan fark ediyorsanız (adet dışı kanlı akıntı).
- Akıntıyla birlikte yoğun kötü koku, şiddetli kaşıntı, yanma, vulvada şişlik, idrar yaparken ağrı gibi belirtiler varsa.
- Kasık bölgesinde ağrı, karın alt kısmında hassasiyet veya ateş gibi sistemik belirtiler gelişti ise (yüklenci bir enfeksiyon ya da pelvik iltihap düşünülmelidir).
- Özellikle gebelikte vajinal akıntınızda olağan dışı bir değişiklik fark ettiyseniz (renk veya koku değişikliği, kanlı akıntı, su gibi akıntı gelmesi v.b.), hemen doktorunuza bildiriniz.
- Daha önce tanı almış ve tedavi olmuş olsanız bile akıntı şikayetiniz tekrarlıyorsa veya tedaviye rağmen geçmiyorsa, bu durum altta yatan sorunun devam ettiğini gösterir. Tekrar muayene şarttır.
- Cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondan şüpheleniyorsanız (korunmasız yeni bir partnerle ilişki sonrası akıntı başlaması gibi durumlar).
Vajinal akıntı problemlerinde utanma veya erteleme, sorunun ilerlemesine yol açabilir. Birçok vajinal enfeksiyon kolay tedavi edilebilir; önemli olan doğru tanının konulması ve uygun tedavinin başlatılmasıdır. Unutmayın, vajinal sağlığınız üreme sağlığınızın ayrılmaz bir parçasıdır ve herhangi bir anormallikte bir uzmana danışmak en doğru yaklaşımdır.
Sık Sorulan Sorular
Kahverengi renkli vajinal akıntı genellikle içinde oksitlenmiş eski kan bulunduğunu gösterir. Özellikle adet bitiminde görülen kahverengi lekelenme, rahimde kalan az miktardaki kanın geç de olsa temizlendiği anlamına gelir ve bu durumda normal kabul edilir. Ancak adet dışı zamanlarda ortaya çıkan kahverengi akıntı bazen hormonal dengesizlik, rahim ağzında yara veya polip gibi durumların belirtisi olabileceği için dikkatle izlenmelidir.
Pek çok kadında beyaz veya şeffaf vajinal akıntı, vajinanın kendini temizlemesinin ve sağlıklı bir şekilde çalıştığının göstergesidir. Ancak beyaz akıntı eğer koyu, yoğun kıvamlı ve peynirimsi bir görünüme sahip ise genellikle mantar enfeksiyonunu işaret eder. Mantar enfeksiyonunda beyaz akıntıya kaşıntı ve kızarıklık da eşlik eder.
Vajinal akıntı genellikle normal bir olaydır, ancak akıntının rengi, kokusu veya beraberindeki belirtiler tehlike işareti olabilir. Özellikle kahverengi, yeşil, gri veya kanlı akıntı görüldüğünde; akıntı kötü kokulu, köpüklü veya peynirimsi bir yapıda olduğunda; ya da kaşıntı, yanma, ağrı gibi şikayetler eşlik ettiğinde normal dışı bir durum olduğundan şüphelenilir. Bu gibi durumlar tehlikeli olabileceği için bir hekime başvurmak gerekir.
Sümüksü (jel gibi uzayan, berrak) vajinal akıntı çoğunlukla yumurtlama döneminde görülen normal bir akıntı türüdür. Ovulasyon sırasında östrojen etkisiyle rahim ağzı servikal mukusu artar ve akıntı yumurta akı kıvamında, kaygan ve şeffaf hale gelir. Bu durum gebelik şansını arttırmak için spermlerin daha kolay hareket etmesini sağlar ve normal bir sürecin parçasıdır.
Evet, günlük hayatta külotunuzda biraz beyazımsı akıntı fark etmek çoğu zaman normaldir. Vajina her gün kendini temizlemek için bir miktar sıvı üretir ve bu akıntı kuruduğunda iç çamaşırında beyaz leke bırakabilir. Bu durum vajinanın sağlıklı çalıştığının gösterir. Ancak akıntı miktarı çok fazla, kıvamı anormal veya kokulu ise bu normal değildir.
Hamilelikte vajinal akıntı artışı genellikle normaldir. Gebelik hormonlarının etkisiyle ince, beyaz ve kokusuz bir akıntı (lökore) gelir ve bu, rahim ağzında oluşan mukus tıkacının parçası olarak bebeği enfeksiyonlardan korumaya yardımcı olur. Ancak gebelikte sarı, yeşil, gri veya kanlı akıntı normal değildir ve enfeksiyon veya başka bir probleme işaret edebileceği için doktora danışılmalıdır.
Menopozdan sonra östrojen hormonunun düşmesiyle vajinal dokular incelir ve kurur. Bu dönemde vajina hala az miktarda akıntı üretebilir; bu akıntının hafif sarı-beyaz olması mümkün olup genellikle vajinal kuruluğun doğal sonucudur. Ancak menopoz sonrası ortaya çıkan kötü kokulu, yeşil-sarı veya kanlı akıntı enfeksiyon belirtisi olabilir, bu nedenle böyle bir durumda doktora başvurulmalıdır.
Vajinal enfeksiyon riskini azaltmak için vajinal hijyene dikkat etmek çok önemlidir. Parfümlü sabun, sprey ve vajinal duş gibi uygulamalardan kaçının; önden arkaya doğru temizliği benimseyin. Pamuklu iç çamaşırı giyin ve nemli kalan mayo veya terli kıyafetleri uzun süre üzerinizde tutmayın. Korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak veya kondom kullanmak da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmanıza yardımcı olacaktır.
Eğer anormal bir akıntınız varsa öncelikle bir hekime danışmak en doğrusu olsa da, doktora gidene kadar bazı önlemler alabilirsiniz. Şüphelenilen bir mantar enfeksiyonu için eczaneden reçetesiz antifungal vajinal krem alıp kullanmak kaşıntıyı hafifletebilir. Vulvadaki tahrişi azaltmak için soğuk kompres uygulayabilirsiniz. İç çamaşırınızı sık değiştirip bölgeyi kuru tutmaya özen gösterin. En önemlisi, eğer belirtiler birkaç gün içinde geçmez veya kötüleşirse mutlaka doktora başvurun.