Boğaz ağrısı, genellikle viral enfeksiyonlardan kaynaklanan ve yutkunurken hissedilen bir tahriş veya acıdır. Boğaz ağrısına ne iyi gelir sorusunun cevabı olarak bol sıvı tüketmek, tuzlu suyla gargara yapmak, ortamı nemlendirmek ve dinlenmek gibi basit yöntemler öne çıkar. Boğaz ağrısı nasıl geçer? Çoğu boğaz ağrısı 3-7 gün içinde kendiliğinden geçer; bu süreçte ağrıyı hafifletmek için evde uygulanabilecek doğal yöntemler ve gerektiğinde boğaz ağrısı ilaçları kullanılabilir. Eğer boğaz ağrısı şiddetliyse, 1 haftadan uzun sürüyorsa veya yutkunmayı zorlaştırıyorsa bir doktora başvurmak önemlidir.

Boğaz ağrısı nedir, neden olur?
Boğaz ağrısı, boğaz bölgesinde acı, yanma veya kaşıntı hissiyle kendini gösteren yaygın bir rahatsızlıktır. Yutkunurken veya konuşurken boğazda batma hissiyle daha da belirgin hale gelebilir. Tıp dilinde farenjit olarak da bilinen boğaz ağrısı, genellikle bir enfeksiyonun belirtisidir. En sık nedeni viral enfeksiyonlardır; soğuk algınlığı veya grip gibi virüsler boğazda iltihaba yol açarak ağrıya sebep olur. Özellikle kış aylarında görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğunda boğaz ağrısı şikayeti bulunur.
Daha nadir olmakla birlikte, boğaz ağrısının nedeni bakteriyel enfeksiyonlar da olabilir. Özellikle beta mikrobu olarak bilinen Grup A streptokok bakterisinin yol açtığı streptokok boğaz enfeksiyonu (streptokok farenjiti) boğaz ağrısına neden olabilir ve bu durumda antibiyotik tedavisi gerekebilir. Bakteriyel boğaz enfeksiyonları, viral enfeksiyonlara göre daha şiddetli belirtilere yol açabilir ve yüksek ateş, boyunda şiş lenf bezleri, bademcikler üzerinde beyaz iltihaplı plaklar gibi bulgularla kendini gösterebilir.
Boğaz ağrısının diğer nedenleri arasında alerjiler, kuru hava ve tahriş edici maddeler sayılabilir. İlkbahar veya sonbahar aylarında ortaya çıkan polen alerjileri, ev tozu veya hayvan tüyü gibi alerjenlere maruz kalma boğazda tahriş ve ağrı yapabilir. Alerji nedeniyle burun akıntısının genize doğru akması (postnazal akıntı) boğazda sürekli bir gıcık ve ağrıya yol açabilir. Çok kuru hava koşulları veya ısıtıcıların etkisiyle havanın nemsiz kalması da boğazı kurutarak ağrıya sebep olabilir. Bunun dışında sigara dumanı, hava kirliliği, kimyasal buharlar gibi tahriş edici maddelere maruz kalmak boğaz mukozasını zedeleyerek ağrıya yol açabilir.
Reflü hastalığı (GERD) da uzun süreli boğaz ağrılarının önemli sebeplerinden biridir. Mide asidinin yemek borusuna ve boğaza geri kaçması sonucu boğazda kronik tahriş meydana gelebilir. Özellikle geceleri yatarken mide asidinin yukarı çıkması ile sabahları boğazda yanma ve ağrı hissi oluşabilir. Sürekli boğaz temizleme isteği, kuru öksürük ve ses kısıklığı gibi belirtiler reflüye bağlı boğaz tahrişinin işareti olabilir.
Çok yüksek sesle konuşma, bağırma veya uzun süre konuşma gibi ses tellerinin ve boğaz kaslarının zorlanması da boğaz ağrısına neden olabilir. Buna boğaz kaslarında zorlanma (boğaz straini) diyebiliriz; özellikle öğretmenler, şarkıcılar gibi sesini yoğun kullanan kişilerde sık görülür.
Boğaz ağrısının en sık nedeni viral enfeksiyonlar olsa da; bakteriyel enfeksiyonlar, alerji, kuru hava, tahriş edici maddeler, reflü ve ses zorlama gibi çeşitli faktörler de boğaz ağrısına yol açabilir. Boğaz ağrısına ne iyi gelir? sorusunu cevaplamadan önce, altta yatan nedeni anlamak önemlidir. Viral bir boğaz ağrısı genellikle kendi seyrini tamamlayıp geçerken, streptokok gibi bakteriyel bir enfeksiyon doktor kontrolü ve uygun tedavi gerektirir.
Boğaz ağrısına ne iyi gelir?
Boğaz ağrısını hafifletmek ve iyileşme sürecini desteklemek için evde alınabilecek pek çok basit önlem ve uygulama vardır. Boğaz ağrısına iyi gelen şeyler genellikle boğazı nemlendirmeyi, tahrişi azaltmayı ve enfeksiyonla savaşmayı hedefler. İşte boğaz ağrısına iyi gelebilecek başlıca yöntemler:
- Bol sıvı tüketimi: Boğaz ağrısına iyi gelmesi için en temel adımlardan biri vücudu yeterince hidrate etmek, yani sıvı desteği sağlamaktır. Su, bitki çayları, et suyu çorbalar gibi sıcak veya ılık içecekler boğazı nemli tutar ve tahrişi azaltır. Sıcak sıvılar (örneğin bitki çayı veya ballı ılık su) boğazı yumuşatırken, bazı insanlar soğuk içeceklerin veya buzlu gıdaların da ağrıyı hafiflettiğini belirtir. Bu nedenle, boğaz ağrısı çekerken hem ılık hem de soğuk içecekleri deneyerek hangisinin size daha iyi geldiğini görebilirsiniz. Önemli olan kafeinli ve alkollü içeceklerden kaçınmaktır; çünkü kafein ve alkol vücudu ve boğazı daha fazla kurutarak tahrişi artırabilir.
- Dinlenme ve ses istirahati: Vücudun enfeksiyonla mücadele edebilmesi için dinlenmeye ihtiyacı vardır. İyi bir uyku düzeni, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca boğaz ağrısına ne iyi gelir denildiğinde ses tellerini dinlendirmek de önemlidir. Çok konuşmak veya bağırmak boğazı daha fazla tahriş edeceği için, özellikle ses kısıklığı varsa, bir süre konuşmamaya veya alçak sesle konuşmaya özen gösterin.
- Sıcak-soğuk gıdalarla rahatlatma: Boğaz ağrısı sırasında yiyecek seçimleri de rahatlama sağlayabilir. Yutması kolay, yumuşak ve tahriş etmeyen gıdalar tüketmek boğazınızı zorlamadan beslenmenizi sağlar. Ilık tavuk suyuna çorba veya sebze çorbaları boğazı yatıştırabilir ve besleyici destek sunar. Bir kaşık bal ile karıştırılmış ılık bitki çayı içmek hem sıvı alımınızı artırır hem de boğazı yumuşatır. Öte yandan, boğazınız çok yanıyorsa soğuk yiyecekler de iyi gelebilir; örneğin bir miktar dondurma veya meyveli buz (popsicle) boğazınızı uyuşturarak acıyı hafifletebilir. Hem sıcak hem soğuk uygulamalar boğaz ağrısına iyi gelebilir, burada kişisel rahatınıza göre hareket edebilirsiniz.
- Tuzlu su gargarası: Tuzlu su ile gargara yapmak, boğaz ağrısına karşı en bilinen ve etkili yöntemlerden biridir. Bir bardak ılık suya yarım çay kaşığı tuz koyup karıştırarak hazırlayacağınız tuzlu su, boğazdaki şişliği azaltmaya ve mikropları temizlemeye yardımcı olur. Tuzlu su gargarası, boğaz dokusundaki ödemi çökerterek geçici de olsa bir rahatlama sağlar ve mukozayı temizler. Bu işlemi günde birkaç kez tekrarlayabilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken nokta, tuzlu suyun yutulmaması ve gargara yaptıktan sonra tükürülmesidir. Küçük çocuklar gargara yaparken suyu yutabileceği için, genellikle 6 yaşından küçük çocuklara tuzlu su gargarası önerilmez veya bir yetişkin gözetiminde dikkatlice yaptırılmalıdır.
- Boğaz pastili ve boğaz spreyleri: Eczanelerde reçetesiz satılan çeşitli boğaz pastilleri (lozenge) ve antiseptik/analjezik boğaz spreyleri de boğaz ağrısına iyi gelebilir. Pastil emmek ağız ve boğazda tükürük salgısını artırarak bölgenin nemli kalmasını sağlar, ayrıca mentol, okaliptüs, bal gibi içeriklerle ferahlık verir. Bazı pastillerin içeriğinde lokal anestezik maddeler (örn. benzokain) bulunur, bunlar boğaz yüzeyini uyuşturarak ağrıyı kısa süreliğine dindirebilir. Boğaz spreyleri de benzer şekilde antiseptik ve ağrı giderici içerikleriyle boğaz yüzeyine doğrudan etki eder. Ancak küçük çocuklarda pastil kullanımı boğulma riski nedeniyle önerilmez (genellikle 4 yaş altına pastil verilmemelidir). Ayrıca çocuklarda benzokain içeren boğaz spreyleri veya pastiller nadiren de olsa alerjik reaksiyon yapabileceği için dikkatli kullanılmalı, mümkünse doktora danışılmalıdır.
- Ortamın nemlendirilmesi: Kuru hava boğaz ağrısını kötüleştirebilir. Odadaki havayı nemli tutmak, tahriş olan boğaz dokusunu rahatlatır. Bunun için bir nemlendirici cihaz (humidifikatör) kullanabilir veya kaynar su buharından faydalanabilirsiniz. Örneğin, banyoda sıcak suyu açıp oluşan buharlı ortamda birkaç dakika nefes almak boğazı yumuşatabilir. Eğer bir buhar makinesi veya nemlendirici kullanıyorsanız, cihazın temizliğine dikkat edin; düzenli temizlenmeyen nemlendiricilerde bakteri ve küf üreyebilir, bu da solunum yollarına zarar verebilir. Gece yatarken nemlendirici çalıştırmak veya kalorifer üzerine su koymak, uykuda boğazın kurumasını engellemeye yardımcı olur. Burun tıkanıklığınız varsa ve gece ağzınız açık uyuyorsanız, ekstra yastıkla başınızı biraz yükseltmek de hem nefes almayı kolaylaştırır hem de boğazın kurumasını önleyerek sabahki ağrıyı azaltır.
- Sigara dumanından ve tahriş edicilerden uzak durma: Boğaz ağrısı çekiyorsanız, sigara içmemek ve dumansız bir ortamda bulunmak iyileşmeyi hızlandırır. Sigara dumanı boğazdaki tahrişi artırır ve iyileşme sürecini geciktirir. Evinizde sigara içiliyorsa, boğazınız iyileşene kadar dumana maruz kalmamaya çalışın. Ayrıca güçlü kimyasal temizlik malzemelerinin buharları, boya kokuları gibi irritan ortamlardan uzak durun. Bu tür maddeler boğazı daha fazla yakarak öksürüğü ve ağrıyı artırabilir.
- Beslenme ve boğazı yormama: Boğazınız ağrırken acılı, baharatlı ve çok sert yiyeceklerden kaçınmakta fayda var. Baharatlı ve acılı gıdalar (örneğin acı biber, bol baharatlı soslar) boğazınızda daha fazla yanma hissi oluşturabilir. Cips, sert kraker gibi sert ve kıtır yiyecekler de boğazınızın tahriş olmuş yüzeyine sürterek çizilmelere ve daha fazla ağrıya yol açabilir. Bu dönemde daha yumuşak gıdalar (yoğurt, muhallebi, yumuşak meyveler gibi) tercih edin. Ilık ballı süt veya bitki çayları hem besin desteği sağlar hem de boğazınızı rahatlatır.
Yukarıda sayılan yöntemler, boğaz ağrısı için doğal yöntemler ve basit önlemler olarak uygulandığında çoğu zaman belirgin bir rahatlama sağlar. Unutmayın ki boğaz ağrısının asıl sebebini düzeltmek önemlidir; örneğin burun tıkanıklığı nedeniyle ağızdan nefes alıyorsanız, serum fizyolojik burun spreyleri kullanarak burnu açmak boğazınızı da rahatlatır. Alerjiniz varsa, alerji tetikleyicilerinden uzak durmak veya antihistaminik kullanmak boğaz şikayetini azaltabilir. Sonraki bölümlerde evde uygulanabilecek doğal yöntemlerin detaylarına ve gerekirse kullanılabilecek ilaçlara değineceğiz.
Evde uygulanabilecek doğal yöntemler
Boğaz ağrısını evde hafifletmek için ilaç kullanmadan uygulayabileceğiniz pek çok doğal yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler hem kolay hem de genellikle evde bulunan malzemelerle yapılabilir:
- Tuzlu su gargarası: Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, tuzlu su ile gargara boğaz ağrısı için en etkili doğal çözümlerden biridir. 1 bardak ılık suya yaklaşık yarım çay kaşığı tuz ekleyip karıştırın. Bu karışım ile günde birkaç kez gargara yapın. Tuzlu su boğazdaki iltihaplı dokuyu büzüştürerek şişliği alır ve mikropları temizlemeye yardımcı olur. Gargara sonrası suyu yutmadan tükürmeyi unutmayın. (Küçük çocuklar tuzlu suyu yutabileceği için, bu yöntemi çocuklarda dikkatle uygulayın veya alternatif yöntemlere yönelin.)
- Bal ve limon: Bal, boğazı kaplayarak yumuşatır ve doğal antibakteriyel özellikleriyle mikroplarla savaşmaya yardımcı olur. Bir bardak ılık suya veya bitki çayına 1-2 kaşık bal karıştırarak içebilirsiniz. İsterseniz birkaç damla limon suyu da eklemek ferahlık sağlayabilir; limonun içerdiği C vitamini ve antiseptik özellikler boğazdaki mikropları azaltmaya katkı sunar. Bal karışımı, özellikle kuru öksürük eşlik eden boğaz ağrılarında öksürük refleksini de azaltarak çifte fayda sağlar. Dikkat: Bal, bir yaşından küçük çocuklara verilmemelidir, bu yaş grubunda bal tüketimi botulizm riski taşıdığından kesinlikle önerilmez.
- Bitki çayları ve sıcak içecekler: Ilık bitki çayları boğazı rahatlatmak için sıklıkla kullanılır. Özellikle ıhlamur, adaçayı, papatya, zencefil veya nane çayı boğazınızı yumuşatırken sıvı alımınızı artırarak hidrasyona katkıda bulunur. Papatya çayının hafif antienflamatuar etkileri boğaz şişliğini azaltmaya yardımcı olabilir. Adaçayı antiseptik özelliklere sahip bir bitkidir; adaçayı ile gargara yapmak veya adaçayı çayı içmek bazı çalışmalarda boğaz ağrısını hafifletmede etkili bulunmuştur. Zencefil çayı ise içerdiği gingerol sayesinde iltihap önleyici ve rahatlatıcı etki gösterebilir; bal ve limonla birlikte zencefil çayı boğazınızı oldukça ferahlatacaktır. Bitki çaylarını çok sıcak değil, ılık olacak şekilde tüketmeye dikkat edin çünkü aşırı sıcak sıvılar zaten hassas durumda olan boğaz dokunuzu tahriş edebilir.
- Buhar inhalasyonu: Boğaz ağrısı genellikle burun tıkanıklığı ve kuru öksürük ile beraber olabilir. Buhar solumak, hem genizi nemlendirir hem de boğazı yumuşatır. Evde buhar uygulamanın en kolay yolu sıcak bir duş almaktır. Duş sırasında oluşan buharı derin derin soluyarak boğazınızı nemlendirebilirsiniz. Alternatif olarak, bir kaseye kaynar derecede sıcak su koyup üzerine eğilerek ve başınızın üzerini bir havluyla kapatarak buharı solumayı deneyebilirsiniz (dikkat: bu yöntemi uygularken yüzünüzü suya fazla yaklaştırmayın ve çocuklar yaparken mutlaka gözetim sağlayın, sıcak su kazalarına karşı dikkatli olun). Suyun içine okaliptüs yağı veya mentol içerikli bir merhem (örneğin mentollü bir buhar kremi) eklerseniz, çıkan mentollü buhar hem burun pasajlarınızı açar hem de boğazınızı rahatlatır.
- Nemli hava sağlayın: Odanızı nemlendirmek için bir hava nemlendirici kullanabilirsiniz. Özellikle gece uyurken boğazınız kuruyorsa, nemli bir ortamda uyumak sabahları daha az ağrıyla uyanmanıza yardımcı olur. Eğer nemlendiriciniz yoksa, kalorifer peteklerinin üzerine su dolu bir kap koyarak veya oda içine ıslak bir havlu asarak da havayı bir miktar nemlendirebilirsiniz. Kış aylarında ısınan hava çok kuruduğu için boğaz ve burun mukozası kuruyup çatlayabilir; bunu engellemek adına nemlendirme önemlidir.
- Soğuk uygulamalar: Boğaz ağrısını hafifletmek için sıcak kadar soğuk da işe yarayabilir. Özellikle çocuklarda boğaz ağrısı olduğunda meyveli buzlar (buz dondurma, popsicle) emmek boğazı uyuşturarak acıyı azaltır ve sıvı alımına da katkı sağlar. Yetişkinler de boğazlarında yangı hissederse, küçük buz parçalarını ağızda emerek veya soğuk su yudumlayarak geçici rahatlama sağlayabilir. Soğuk uygulama iltihaplı dokuda bir nevi lokal anestezi etkisi yaparak ağrı hissini azaltır ve aynı zamanda şişliği de bir miktar indirebilir.
- Zencefil, sarımsak gibi doğal destekler: Zencefil, anti-inflamatuar ve antioksidan özellikleriyle bilinir. Taze zencefili dilimleyip sıcak suda demleyerek çayını içebilir ya da ufak bir parça zencefili ağzınızda bir süre tutabilirsiniz. Hafif yanma hissi verse de boğazınızda ferahlama sağlayabilir. Sarımsak ise doğal bir antimikrobiyaldir; çiğ sarımsak tüketmek herkesin yapabileceği bir şey olmasa da, yemeklerinize sarımsak eklemek bağışıklık sisteminizi destekleyerek enfeksiyonla mücadeleye katkı sunabilir. Ayrıca boğazınız ağrırken ağzınıza bir karanfil tanesi alıp emmek de geleneksel olarak kullanılan bir yöntemdir; karanfilin içindeki uçucu yağların ağrı kesici etkisi olduğu bilinmektedir (diş ağrısında da kullanılır). Ancak bu gibi yöntemlerde dikkatli olmak ve aşırıya kaçmamak gerekir.
- Yeterli uyku ve istirahat: Vücudun kendi kendini onarma mekanizmaları en iyi uyku sırasında çalışır. Bu yüzden, boğaz ağrısı yaşayan kişinin günde en az 7-8 saat uyuması, mümkünse ekstra dinlenme süreleri eklemesi iyileşmeye yardımcı olur. İstirahat halinde iken vücut enfeksiyonla daha etkili savaşır. Eğer imkanınız varsa işe veya okula bir süre ara verip evde dinlenmek, hem hızlı toparlanmanızı sağlar hem de hastalığınız bulaşıcı ise başkalarına yayma riskinizi azaltır.
Bu doğal yöntemler kolay uygulanabilir ve genellikle güvenlidir. Yine de, özellikle bitkisel çaylar veya takviyeler kullanırken, kullandığınız başka ilaçlar veya sağlık durumlarınız açısından bir etkileşim olmadığından emin olun. Örneğin, yüksek tansiyon hastalarının çok tuzlu gargara yapması önerilmez veya hamilelerin bazı bitki çaylarını aşırı tüketmesi sakıncalı olabilir. Her şeyi ölçülü ve dikkatli yapmakta fayda var. Genel olarak boğaz ağrısı için doğal yöntemler, semptomları hafifletmek ve iyileşmeyi desteklemek için genellikle yeterlidir. Şimdi, gerekirse başvurulabilecek tıbbi tedaviler ve ilaçlara göz atalım.
Boğaz ağrısı için hangi ilaçlar kullanılır?
Boğaz ağrısı çoğu zaman evde bakım ve doğal yöntemlerle düzelir, ancak bazı durumlarda ilaç kullanımı da gerekebilir. Boğaz ağrısı ilacı denildiğinde, aslında altta yatan nedene ve belirtilerin şiddetine göre farklı ilaçlar akla gelir:
- Ağrı kesici ve ateş düşürücüler: Boğaz ağrısının neden olduğu acıyı hafifletmek ve eşlik eden ateşi kontrol altına almak için en yaygın kullanılan ilaçlar parasetamol (acetaminofen) ve ibuprofen gibi ağrı kesicilerdir. Parasetamol, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda güvenle kullanılabilen bir ateş düşürücü ve ağrı kesicidir. Boğazdaki ağrıyı dindirmede etkili olur ve aynı zamanda eğer ateş varsa düşürür. Ibuprofen ise anti-enflamatuar özellikli bir ağrı kesicidir; boğazdaki iltihaplanmayı da azaltarak ağrıyı gidermeye yardımcı olabilir. Ancak mide hassasiyeti olanlarda ibuprofen dikkatli kullanılmalıdır, tok karnına almak gerekir. Çocuklar için eczanelerde şurup formunda boğaz ağrısı ilaçları (çocuk parasetamol veya ibuprofen şurupları) mevcuttur. Dikkat: 18 yaşından küçük çocuk ve gençlere aspirin vermekten kaçınmak gerekir. Aspirin, özellikle viral enfeksiyonlarla seyreden hastalıklarda çocuklarda Reye sendromu adı verilen nadir ama ciddi bir tabloya yol açabildiği için, çocuklarda ve ergenlerde boğaz ağrısı ya da ateş durumunda aspirin önerilmez.
- Antiseptik gargaralar ve spreyler: Eczanede satılan bazı antiseptik özellikli gargaralar (örneğin povidon-iyotlu gargara veya klorheksidin içeren gargara) boğazdaki mikropları azaltmaya yardımcı olabilir. Doktorlar bazen şiddetli boğaz ağrılarında veya bademcik iltihaplarında bu tür gargaraları önerebilir. Ayrıca boğaz spreyleri de ilaç kategorisinde sayılabilir; klorheksidin + lokal anestezik kombinasyonu içeren spreyler hem dezenfekte edici hem de ağrıyı dindirici etki gösterir. Bu ürünleri kullanırken, tavsiye edilen dozu aşmamak ve kullanım talimatına uymak önemlidir. Özellikle sprey formunda anestetik içeren ürünler günde genellikle 3-4 defadan fazla kullanılmamalıdır.
- Antihistaminikler: Eğer boğaz ağrınızın nedeni alerjik bir reaksiyon veya geniz akıntısı ise, antihistaminik ilaçlar faydalı olabilir. Alerji ilaçları burun akıntısını ve geniz akıntısını azaltarak, boğazdaki tahrişin hafiflemesini sağlar. Ayrıca bazı antihistaminikler (örneğin difenhidramin gibi) boğaz dokusunda da kurutucu ve yatıştırıcı etki gösterip, ağrı hissini azaltabilir. Ancak antihistaminikler bazı kişilerde uyku hali yapabilir; bu yüzden özellikle gündüz kullanırken buna dikkat etmek gerekir.
- Dekonjestanlar: Boğaz ağrısına sıklıkla burun tıkanıklığı da eşlik eder. Eğer öyleyse, burun tıkanıklığını gidermek için kullanılan dekonjestan burun spreyleri veya hapları dolaylı olarak boğazınızı rahatlatabilir. Burundan rahat nefes alınca, ağızdan nefes almaya gerek kalmaz ve boğaz kuruması önlenir. Dekonjestan burun spreyleri kısa süreli kullanılmalıdır (genellikle 5-7 günden fazla değil), yoksa ters etkiyle burun tıkanıklığına yol açabilir.
- Antiasit ve reflü ilaçları: Boğaz ağrınızın arkasında asit reflüsü varsa, bu durumda boğazı iyileştirmenin yolu mide asidini kontrol altına almaktır. Reflüye bağlı boğaz yanması için antiasit şuruplar veya çiğneme tabletleri (örn. kalsiyum karbonat içeren antiasitler) hızlı rahatlama sağlayabilir. Bunun yanı sıra H2 reseptör blokerleri (famotidin gibi) veya proton pompası inhibitörleri (omeprazol gibi) doktor önerisiyle kullanılabilir. Örneğin hamilelikte reflüye bağlı boğaz yanmaları sık olabildiği için, doktor önerirse famotidin gibi ilaçlar güvenle kullanılabilir. Reflü tedavi edildiğinde boğazdaki kronik tahriş de geçecektir.
- Antibiyotikler: Boğaz ağrılarının büyük çoğunluğu viral enfeksiyonlara bağlı olduğu için antibiyotiklerin bu durumlarda hiçbir faydası olmaz. Ancak eğer doktorunuz boğaz ağrınızın bakteriyel kaynaklı (örneğin streptokok enfeksiyonu) olduğunu tespit ederse, o zaman antibiyotik kullanımı gereklidir. Antibiyotik olarak genellikle penisilin grubu ilaçlar veya bu gruba alerjisi olanlar için alternatif antibiyotikler reçete edilir. Boğaz kültürü veya hızlı streptokok testi pozitif çıkan hastalarda, 10 güne tamamlanan bir antibiyotik tedavisi standarttır. Antibiyotiğe başladıktan yaklaşık 24-48 saat sonra boğaz ağrısı belirgin biçimde hafifler; ateş ve ağrı geriler. Ancak kendinizi iyi hissetseniz bile doktorun verdiği antibiyotik kürü tamamen bitirilmelidir. İlaç erken kesilirse, enfeksiyon tam iyileşmeyebilir ve tekrar edebilir; ayrıca bakterilerde direnç gelişme riski artar. Streptokok enfeksiyonlarında tam doz antibiyotik almamak, çocuklarda romatizmal ateş veya böbrek iltihabı gibi komplikasyon riskini de yükseltir. Bu nedenle, antibiyotik kullanımı mutlaka doktor önerisiyle ve önerilen süre boyunca olmalıdır.
- Diğer destekleyici ilaçlar: Boğaz ağrısına eşlik eden öksürük çok rahatsız ediciyse, gece uyutmayacak kadar yoğunsa, öksürük şurupları kullanılabilir. Bal ve limonun doğal bir öksürük ilacı olduğunu zaten belirttik; ancak eczanelerde dektrometorfan gibi öksürük baskılayıcı içeren şuruplar da mevcuttur. Bunlar kısa süreli rahatlama sağlayabilir. Balgamlı öksürük varsa balgam söktürücüler (guaifenesin gibi) işe yarayabilir. Fakat bu tip ilaçları özellikle çocuklarda doktor tavsiyesi olmadan kullanmak uygun değildir.
Özetlemek gerekirse, boğaz ağrısı için ilaç kullanımı, durumun ciddiyetine ve nedenine göre değişir. Hafif vakalarda basit ağrı kesiciler ve pastiller yeterli olurken, bakteriyel enfeksiyon durumunda antibiyotik şart olabilir. Boğaz ağrısı ilacı denince herkes için tek bir çözüm yoktur; bu yüzden kendi kendinize antibiyotik ya da ağır ilaçlar almak yerine, belirtileriniz çok şiddetliyse doktora danışmak en doğrusudur. Doktorunuz hem doğru tedaviyi önerecek hem de yanlış veya gereksiz ilaç kullanımından sizi koruyacaktır.
Ne zaman doktora gidilmeli?
Çoğu boğaz ağrısı vakası evde istirahat ve destekleyici bakımla düzelir. Ancak bazı durumlar vardır ki, ihmal edilmeden tıbbi değerlendirme gerektirir. Boğaz ağrısı için doktora gitme zamanını belirlerken aşağıdaki durumlara dikkat etmek gerekir:
- Ağrı süresi: Eğer boğaz ağrınız bir haftadan uzun sürdüyse veya giderek kötüleşiyorsa doktora görünmelisiniz. Viral enfeksiyonlar genellikle en geç 7 günde iyileşmeye başlar; 7-10 günü aşan boğaz ağrılarında altta yatan başka bir sorun olabilir.
- Yutkunma güçlüğü veya ağzı açamama: Boğaz ağrısı nedeniyle yutkunamamak, hatta kendi tükürüğünü bile yutamayıp ağzında biriktirmek (aşırı salya, ağızda dolma) ciddi bir soruna işaret edebilir. Özellikle çocuklarda, yutkunma zorluğu ve ağızdan salya akması epiglotit gibi acil bir durumun habercisi olabileceğinden, vakit kaybetmeden acil servise başvurulmalıdır. Yetişkinlerde de boğaz çok şiş ve yutmayı engelliyorsa veya ağız açılamayacak kadar ağrı varsa (örneğin peritonsiller apse gibi durumlarda olur) acil değerlendirme gerekebilir.
- Solunum güçlüğü: Boğaz şişliği ilerleyip nefes yolunu daraltabilir. Eğer nefes almakta zorluk, hırıltılı veya gürültülü nefes alma (stridor gibi) söz konusuysa bu bir acil durumdur. Böyle bir durumda evde beklemeden hemen doktora veya acil servise gidilmelidir.
- Yüksek ateş ve genel durum bozukluğu: Boğaz ağrısına eşlik eden yüksek ateş (özellikle 38°C üzeri ve düşmeyen ateş) ve ciddi halsizlik varsa, bu durum bakteriyel bir enfeksiyona işaret edebilir. Streptokok boğaz enfeksiyonunda veya bademcik iltihabında ateş genelde yüksektir. Yüksek ateşle birlikte boyunda ağrılı şişlik (lenf bezlerinin şişmesi) durumunda da muayene gereklidir.
- Ciltte döküntü (rash): Boğaz ağrınızla beraber vücutta kırmızı döküntüler oluştuysa bu kızıl hastalığı (scarlet fever) gibi streptokok enfeksiyonlarına bağlı bir tablo olabilir. Döküntü ve ateş birlikteliği mutlaka değerlendirilmelidir.
- Boyunda şişlik veya gerginlik: Çene altı veya boyunda büyük, hassas lenf bezleri fark ederseniz veya boyunda harici bir şişlik oluşmuşsa doktor kontrolü gerekir. Bazen diş kaynaklı enfeksiyonlar bile boyunda apse yapıp boğaz ağrısı ve şişlik yapabilir; tüm bu ihtimaller için hekimin muayenesi önemlidir.
- Kulak ağrısı ve eklem ağrısı: Boğaz enfeksiyonları bazen komşu yapıları etkileyebilir. Özellikle yutkunurken kulağa vuran bir ağrı hissediyorsanız veya eklem ağrılarınız varsa, ağır bir enfeksiyon veya farklı bir hastalık söz konusu olabilir. Tekrarlayan eklem ağrıları romatizmal ateş belirtisi olabileceğinden, boğaz enfeksiyonu sonrası ortaya çıkan eklem şikayetlerini de ciddiye almak gerekir.
- Sık tekrar eden boğaz ağrısı: Yıl içinde sık sık boğaz enfeksiyonu geçiriyorsanız (örneğin yılda 5-6’dan fazla bademcik iltihabı gibi), bu durum kronik bir soruna işaret edebilir. Bademciklerin sürekli iltihaplanması (kronik tonsillit) söz konusu olabilir ve doktorunuz bademcik ameliyatı gibi bir çözüm önerebilir. Sık tekrarlayan boğaz ağrıları için de bir kulak burun boğaz (KBB) uzmanına danışmakta fayda vardır.
- Uzun süren ses kısıklığı: Boğaz ağrısına eşlik eden ve 2 haftadan uzun süren ses kısıklığı veya ses değişikliği varsa, bu durum gırtlak bölgesini ilgilendiren bir sorun olabileceği için kontrol edilmelidir. Basit bir enfeksiyon sonrası ses kısıklığı genelde toparlanır; ama uzun süreli devam etmesi durumunda doktorunuz gırtlak ve ses tellerine bakmak isteyebilir.
- Çocuklarda özel durumlar: Eğer çocuklarda boğaz ağrısı sabah uyandığında bir yudum su içtikten sonra bile devam ediyorsa (genelde su içince kuruluk geçer, ama geçmiyorsa) ve çocuk çok halsiz görünüyorsa, bir çocuk doktoruna gitmek iyi olur. Ayrıca çocuk 3 aydan küçükse ve ateşi varsa, boğazı ağrıyor gibi görünüyorsa (örneğin emerken beslenememe, huysuzluk) mutlaka tıbbi yardım alınmalıdır. Çocuğunuz 5-6 günden uzun süredir boğaz ağrısı çekiyor ve iyileşme emaresi göstermiyorsa da doktor kontrolü gereklidir.
- Dehidrasyon belirtileri: Şiddetli boğaz ağrısı olan bazı kişiler, yutkunma acısından dolayı su içmekten ve yemek yemekten kaçınabilir. Özellikle küçük çocuklar, boğazları ağrıdığında su içmeyi reddedebilir. Bu durumda vücutta susuz kalma (dehidrasyon) gelişebilir. Eğer kişi az idrar yapıyorsa, ağzı kurumuşsa, gözyaşı olmadan ağlıyorsa veya baş dönmesi, halsizlik gibi belirtiler varsa, sırf bu nedenle bile doktora gidilmelidir. Damar yolundan sıvı takviyesi veya uygun ağrı kesici desteği ile kişinin yeniden sıvı alması sağlanır.
Yukarıdaki durumlar, boğaz ağrısının basit bir üşütmenin ötesinde bir şeye işaret edebileceğini gösterir. Bu belirtilerden herhangi biri sizde veya çocuğunuzda varsa, ne zaman doktora gidilmeli? sorusunu fazla ertelemeden yanıtlayın ve bir sağlık kuruluşuna başvurun. Unutmayın ki boğaz ağrısının nedeni bazen sadece doktor muayenesi ve gerektiğinde boğaz kültürü, strep testi gibi incelemeler ile anlaşılabilir. Erken teşhis ve tedavi, olası komplikasyonların önüne geçer ve daha hızlı iyileşmenizi sağlar.
Boğaz ağrısı nasıl geçer?
Boğaz ağrısının geçmesi, büyük ölçüde altta yatan sebebe ve uygulanan doğru tedbirlere bağlıdır. Genel olarak boğaz ağrısı, uygun bakım ile kendiliğinden geçen bir rahatsızlıktır. İşte boğaz ağrısının geçme süreci ve bu süreci hızlandırmak için yapılabilecekler:
Öncelikle, virüs kaynaklı boğaz ağrıları (soğuk algınlığı, grip vb.) genellikle özel bir tedavi gerektirmeden, vücudun bağışıklık sistemi sayesinde iyileşir. Bu tip viral enfeksiyonlarda boğaz ağrısı çoğunlukla 3 ile 7 gün arasında düzelir. İlk birkaç gün daha şiddetli olabilir, dördüncü günden sonra yavaş yavaş azalarak kaybolur. Bu süreçte yukarıda bahsedilen ev tedavileri (dinlenme, sıvı alımı, gargara vb.) uygulandığında boğaz ağrısı nasıl geçer sorusunun cevabını bizzat yaşamış olursunuz: Vücut virüsü yener ve boğaz dokusu kendini onarır, böylece ağrı geçer.
Bakteriyel boğaz enfeksiyonlarında (örneğin streptokok enfeksiyonu) ise boğaz ağrısının tamamen geçmesi için antibiyotik kullanımı şarttır. Antibiyotik tedavisine başladıktan 1-2 gün içinde boğaz ağrısı belirgin şekilde azalır, ateş düşer ve kişi kendini daha iyi hissetmeye başlar. Fakat burada önemli olan, antibiyotik tedavisini doktorun önerdiği süre boyunca devam ettirerek enfeksiyonu tamamen yok etmektir. Tedavi tamamlandıktan sonra bakteriyel boğaz enfeksiyonuna bağlı ağrı da tam olarak geçer.
Boğaz ağrısının geçme süresi kişiden kişiye de değişebilir. Örneğin bağışıklık sistemi güçlü, genel sağlık durumu iyi olan bir kişi daha çabuk iyileşebilirken, kronik hastalığı olan veya sigara kullanan birinde iyileşme biraz daha uzun sürebilir. Ayrıca boğaz ağrısına eşlik eden faktörler de iyileşme sürecini etkiler; örneğin odanın nemli tutulması, hastanın iyi beslenmesi, yeterli uyuması iyileşmeyi hızlandırır.
Boğaz ağrısı nasıl geçer sorusuna verilecek yanıtlardan biri de zamanında ve uygun tedbirleri alarak şeklinde özetlenebilir. Yani, boğazınız ağrımaya başladığında hemen kendinize dikkat etmeye başlarsanız (ister evde doğal yöntemlerle olsun, ister uygun bir ilaç desteğiyle), hastalığı büyümeden atlatırsınız. Birkaç gün dinlenmemek, vücudu zorlamak veya sigara içmeye devam etmek gibi olumsuz davranışlar ise boğaz ağrısının uzamasına veya kötüleşmesine neden olabilir.
Tipik bir viral boğaz enfeksiyonunda, ikinci günden itibaren boğaz ağrısının en üst seviyede olması beklenir; üçüncü günden sonra hafif hafif azalmaya başlar. Boğaz ağrısı kaç günde geçer? sorusunun genel cevabı 5-7 gün arasıdır. Eğer bir hafta sonunda hala boğazınızda belirgin bir ağrı varsa veya diğer belirtiler (ateş, öksürük) devam ediyorsa, o zaman tekrar değerlendirme yapmak gerekir.
Kısacası, boğaz ağrısı uygun önlemlerle genellikle kendiliğinden geçen bir durumdur. Viral boğaz ağrıları dinlenme ve ev tedavileriyle iyileşirken, bakteriyel olanlar antibiyotik tedavisiyle kısa sürede düzelir. Boğazınızı üşütmemek, enfeksiyonlardan korunmak, ilk belirtilerde önlem almak geçmesini kolaylaştıracaktır. Tüm önlemlere rağmen geçmeyen boğaz ağrılarında ise doktora başvurmak gerektiğini tekrar hatırlatalım.
Gebelikte boğaz ağrısına ne iyi gelir?
Hamilelik dönemi, vücudunuzda pek çok değişimin yaşandığı ve bağışıklık sisteminin de doğal olarak biraz baskılandığı bir süreçtir. Bu nedenle gebeler de soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlara yatkın olabilir ve gebelikte boğaz ağrısı sıkça karşılaşılan bir durumdur. Hamilelikte boğaz ağrısına yaklaşımda, hem anne adayının rahatını sağlamak hem de bebeğin sağlığını korumak ön plandadır. Peki gebelikte boğaz ağrısına ne iyi gelir?
Öncelikle şunu belirtelim: Basit bir boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı, gebelikte genellikle bebeğe zarar vermez. Ancak anne adayının yüksek ateşi olmaması ve yeterli beslenip sıvı alabildiğinden emin olunması önemlidir. Gebelikte ilaç kullanımı kısıtlı olabildiğinden, doğal ve zararsız yöntemlerle boğaz ağrısını hafifletmeye çalışmak ilk tercihtir:
- Ilık tuzlu su gargarası: Hamile olmanız tuzlu su gargara yapmanıza engel değil, rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Tuzlu su boğazınızdaki şişliği indirip mikropları azaltacağından gebelikte güvenli bir rahatlatma sağlar.
- Bal ve limonlu ılık çay: Hamilelikte pek çok bitki çayını aşırıya kaçmamak şartıyla tüketebilirsiniz. Özellikle zencefil, ıhlamur, papatya gibi çaylar orta düzeyde kullanıldığında güvenlidir ve boğazınıza iyi gelebilir. Bir fincan ılık bitki çayına bir kaşık bal ve biraz limon ekleyerek içmek boğaz ağrısını yatıştırır, öksürük varsa azaltır. (Zencefil çayı ayrıca mide bulantısına da iyi geldiği için hamileler arasında popülerdir.) Yalnız, adaçayı gibi bazı bitki çaylarının çok fazla tüketilmesi önerilmez; günde 1-2 fincanı geçmeyin ve çeşitlendirerek için.
- Bol sıvı ve dinlenme: Gebelikte, normal zamana göre daha fazla su ihtiyacınız olur. Hasta olmasanız da günde en az 8-10 bardak su için, boğaz ağrısı durumunda bu daha da önemli hale gelir. Su, bitki çayları, taze sıkılmış meyve suları gibi sıvılar tüketerek hem boğazınızı nemlendirin hem de vücudunuzun enfeksiyonla savaşmasına destek olun. Ayrıca gebelikte kendinizi çok yormamalısınız; boğaz ağrısı hissedince mümkünse işe ara verip evde dinlenmek, bol uyumak iyileşmeyi hızlandıracaktır.
- Odayı nemlendirin: Yukarıda bahsettiğimiz nemlendirici cihazlar veya buhar uygulamaları gebeler için de uygundur. Burnunuz tıkalıysa ve bu yüzden boğazınız kuruyorsa, serum fizyolojik spreylerle burnunuzu açabilir, ortamı nemlendirerek geceleri rahat nefes alabilirsiniz.
- Güvenli ilaç kullanımı: Hamilelikte ilaç seçimi çok önemlidir; çoğu ilaç plasentayı geçebildiği için doktora danışmadan gelişigüzel ilaç almamak gerekir. Yine de, gebelikte güvenle kullanılabilecek bazı ilaçlar mevcuttur. Örneğin parasetamol (acetaminofen) gebeliğin her döneminde güvenli kabul edilen bir ağrı kesici/ateş düşürücüdür. Eğer boğaz ağrınızla birlikte ateşiniz de varsa veya ağrı çok rahatsız ediciyse, doktorunuzun önerdiği dozda parasetamol alabilirsiniz (24 saatte toplam 3000 mg’ı geçmemek kaydıyla). Öte yandan ibuprofen gibi NSAİİ grubu ağrı kesiciler, hamileliğin özellikle son üç ayında sakıncalı olabilir; ilk 6 ayda bazen kullanılabilse de genel olarak doktor önermedikçe ibuprofen türevlerinden kaçınmak gerekir. Antihistaminik ilaçlar (örneğin klorfeniramin, difenhidramin gibi) hamilelikte genellikle güvenli kabul edilir ve eğer boğazınız alerji nedeniyle tahriş olmuşsa veya gece öksürükten uyuyamıyorsanız doktorunuz bu gruptan bir ilaç önerebilir. Bu ilaçlar aynı zamanda biraz uyku vererek dinlenmenize de katkıda bulunabilir.
- Boğaz pastilleri ve spreyleri: Hamilelikte pastil kullanımı çoğunlukla güvenlidir, ancak içeriğine dikkat etmek gerekir. Bitkisel pastiller (ıhlamur, adaçayı, mentollü pastiller gibi) makul miktarda kullanılabilir. Lokal etkili boğaz spreylerinin birçoğu hamilelikte çok az emildiği için genelde sorun yaratmaz, ancak yine de kullanmadan önce hekiminize veya eczacınıza danışın. Özellikle iyotlu gargaralar veya fenol içerikli spreyler konusunda doktorunuzdan onay almak önemlidir.
- Antibiyotik gerekirse: Hamilelik sırasında bakteriyel bir boğaz enfeksiyonu geçirirseniz (örneğin beta streptokok), doktorlar buna uygun ve bebeğe zarar vermeyecek bir antibiyotik reçete edebilir. Penisilin ve türevleri (amoksisilin gibi) gebelikte güvenle kullanılan antibiyotiklerdendir ve streptokok enfeksiyonunu tedavi eder. Eğer antibiyotik kullanmanız gerekirse, doktorunuzun verdiği dozu ve süreyi tam uygulayın; bu hem kendi sağlığınız hem de bebeğiniz için en güvenlisidir.
- Kaçınmanız gerekenler: Gebelikte boğaz ağrısı yaşarken, kesinlikle alkolden uzak durun (alkol gargaraları dahil). Ayrıca kafanıza göre bitkisel takviyeler almayın; örneğin yüksek doz C vitamini veya çinko pastilleri almak isteyebilirsiniz ama bu gibi takviyelerin aşırısı gebelikte sorun yaratabilir. Ilık tuzlu su, bal, limon gibi basit ve zararsız yöntemlere öncelik verin.
Hamilelikte boğaz ağrısı elbette can sıkıcıdır, fakat unutmayın ki bu dönem özel bir dönemdir ve alacağınız her türlü ilaç/destek konusunda iki kez düşünmelisiniz. Basit bir viral boğaz enfeksiyonu hamilelerde genellikle kendi seyrini 5-6 günde tamamlar. Bu sırada kendinize iyi bakarsanız, hem siz rahat edersiniz hem de bebeğiniz bu süreci sorunsuz atlatır. Yüksek ateş (38°C’nin üzerinde) olursa mutlaka doktorla iletişime geçin, çünkü ateşi kontrol altına almak gerekebilir. Bunun dışında su kaybı yaşamamaya dikkat edin; kusma veya ishal eşlik etmiyorsa sadece boğaz ağrısı ve hafif bir soğuk algınlığı, dinlenmeyle geçecektir.
Gebelikte boğaz ağrısına iyi gelen şeyler temel olarak: bol sıvı, tuzlu su gargarası, dinlenme, güvenli birkaç ilaç (parasetamol gibi) ve evde yapılan doğal gargaralar/çaylardır. Kendinizi çok kötü hissederseniz veya boğaz ağrınıza şiddetli öksürük, nefes darlığı, uzun süren yüksek ateş eşlik ederse doktora başvurmayı ihmal etmeyin.
Çocuklarda boğaz ağrısı nasıl hafifletilir?
Çocuklar, özellikle okul çağındaki çocuklar, sık sık boğaz ağrısından yakınabilirler. Kalabalık ortamlarda virüs ve bakterilerin hızlı yayılması, çocukların hijyen kurallarına yetişkinler kadar dikkat edememesi gibi nedenlerle çocuklarda boğaz ağrısı oldukça yaygındır. Çocuğunuz boğazının ağrıdığını söylüyorsa veya yutmakta zorlandığını fark ederseniz, onu rahatlatmak ve iyileşmesine yardımcı olmak için uygulayabileceğiniz yöntemler şunlardır:
- Bol sıvı ve yumuşak gıdalar: Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da boğaz ağrısında önemli olan vücudu susuz bırakmamaktır. Çocuğunuzu mümkün olduğunca sıvı almaya teşvik edin. Su, meyve suyu (portakal suyu gibi asitli olmamak kaydıyla elma suyu, üzüm suyu tercih edilebilir), ılık çorbalar çocuklar için idealdir. Eğer çocuk sıcak içecekleri seviyorsa, aşırı sıcak olmamak koşuluyla bal karıştırılmış ılık bitki çayları verilebilir (örneğin ıhlamur veya papatya çayı, 1 yaşından büyük çocuklar için bal ile tatlandırılabilir). İştahsızsa endişe etmeyin, birkaç gün çok yemese de olur; ancak sıvı alması şart. Yiyecek olarak boğazını tahriş etmeyecek, kolay yutulabilir şeyler verin: Ilık tavuk suyu çorbası, püre haline getirilmiş sebzeler, yoğurt, muhallebi, yumuşak meyveler (muz gibi) iyi seçeneklerdir. Dondurma veya buzlu meyve suları da çocukların hoşuna gidecek şekilde boğazlarını rahatlatabilir. Boğazı çok ağrıyan bir çocuk, dondurmayı zevkle yiyerek aslında kendini tedavi etmiş olur; soğuk, boğazındaki acıyı hafifletir ve bir miktar kalori almış olur.
- Tuzlu su gargarası (yaş uygunsa): Eğer çocuğunuz yaklaşık 6 yaşından büyükse ve gargara yapmayı becerebiliyorsa, tuzlu su gargarası onun için de etkili olacaktır. Ilık bir bardak suya çeyrek çay kaşığı tuz koyup karıştırın ve çocuğunuza ağzına alıp “aaaa” diyerek gargara yapmasını öğretin. Yutmaması konusunda uyarın ve gargara sonrası suyu tükürmesini söyleyin. Küçük çocuklar bu işlemi tam yapamayabilir; eğer yapamıyorsa zorlamayın, diğer yöntemlere odaklanın.
- Bal kullanımı: 1 yaşından büyük çocuklarda, özellikle gece kuru öksürük varsa, yatmadan önce bir kaşık bal vermek boğazını yumuşatarak öksürüğünü azaltabilir. Bal, çocuğun boğazını kaplar ve yatıştırır. Ayrıca gün içinde ılık içeceklere de bal ekleyebilirsiniz (örneğin bal ve limonlu ılık su gibi). Balın tadı çocukların genelde sevdiği bir tattır, böylece hem doğal bir ilaç vermiş olursunuz hem de keyif alırlar.
- Soğuk uygulama: Çocuklar için belki de en keyifli boğaz ağrısı hafifletme yöntemi buzlu gıdalardır. Bir meyveli buz (popsicle) veya küçük bir parça dondurma boğazdaki iltihaplı dokuyu serinleterek acıyı hafifletir. Ayrıca ateşi de varsa, soğuk bir şey yemek içini ferahlatabilir. Elbette ölçülü olmak kaydıyla, çok fazla şeker yüklemesi yapmadan bu yöntemi kullanabilirsiniz.
- Nemli ve temiz hava: Çocuğunuzun odasını iyi havalandırın, ancak cereyanda bırakmayın. Kuru havayı önlemek için odada nem sağlayın (nem cihazı veya kalorifer üzeri su koyma yöntemi). Eğer çocuğunuzun burnu tıkalıysa ve bu yüzden ağzından nefes alıyorsa, serum fizyolojik burun damlaları veya spreyleri ile burnunu açmaya çalışın. Burun açıldığında çocuk ağızdan nefes almayı bırakacak, böylece boğazı daha az kuruyup tahriş olacaktır.
- Ağrı kesici/ateş düşürücü şuruplar: Çocuğunuzun boğaz ağrısı çok fazlaysa veya ateşi varsa, ağızdan şurup şeklinde parasetamol veya ibuprofen verebilirsiniz. Bu hem ağrısını dindirecek hem de ateşi varsa kontrol altına alacaktır. Yaşına ve kilosuna uygun dozu vermek çok önemli, bu nedenle ilacın prospektüsündeki doz talimatlarına uyun veya doktora danışın. Genellikle 4-6 saatte bir verilebilir (parasetamol için) ama toplam günlük doz sınırını aşmamak gerekir. Ibuprofen şurup 6 ay üstü çocuklarda kullanılabilir, mideye dokunmaması için tok karnına vermek iyidir. Dikkat: Daha önce de belirttiğimiz gibi, çocuklara aspirin vermeyin.
- Pastil ve sprey kullanımı: Küçük çocuklar pastil emmesini bilmezler ve boğulma tehlikesi vardır, bu yüzden 5 yaş altı çocuklarda pastil vermek sakıncalı olabilir. 5-6 yaşından büyük ve pastili ağzında yavaşça emebilecek olgunlukta çocuklara özel çocuk pastilleri verilebilir. Bunların çoğu doğal içerikli (bal, limon, mentol vb.) ya da hafif antiseptik özellikli pastillerdir. Çocuklar için üretilen boğaz spreyleri de eczanelerde bulunur; genellikle antiseptik ve rahatlatıcı maddeler içerir. Yine de, bazı doktorlar 8 yaş altı çocuklarda boğaz spreyi kullanımını önermez, çünkü spreyin içerdiği maddelere (özellikle benzokain içeriyorsa) nadir de olsa alerjik reaksiyon olabilir. Eğer sprey kullanacaksanız, ilk defa kullanırken dikkat edin, çocuğunuzda herhangi bir nefes almada zorlanma, ciltte döküntü vs. gelişmiyorsa devam edebilirsiniz.
- Sarılma ve psikolojik destek: Küçük bir not olarak belirtelim: Boğazı ağrıyan çocuk huysuz ve mutsuz olabilir. Anne-baba olarak ona yakın ilgi göstermeniz, gerekirse birlikte çizgi film izleyip dikkatini dağıtmanız bile bir ölçüde “ilaç” gibidir. Çocuklar ilgi gördüklerinde, ağrılarını daha az düşünür ve rahatlarlar. Ilık bir banyo yaptırmak da çocuğu rahatlatıp uyumasını kolaylaştırabilir (tabii ateşi yoksa).
- Doktora ne zaman? Çocuklarda boğaz ağrısı genellikle viral enfeksiyonlara bağlıdır ve kendi kendine iyileşir. Ancak eğer çocuğunuz çok yüksek ateşliyse (39°C üstü), boynunda belirgin şişlik varsa, cildi döküntülü ise, nefes almakta veya yutkunmakta zorlanıyorsa, vücudu susuz kalmış gibiyse (çiş yapmıyorsa, ağız kuruluğu varsa) doktora götürün. Ayrıca boğaz ağrısı 5-7 günde geçmiyorsa veya sık sık tekrarlıyorsa bir doktor değerlendirmesi uygun olacaktır.
Çocuklarda boğaz ağrısını hafifletmek için esas hedef, onların rahat edebileceği ve işbirliği yapabileceği yöntemleri kullanmaktır. Zorla gargara yaptırmaya çalışmak yerine dondurma vermek çoğu zaman daha başarılı bir strateji olabilir. Hem çocuğunuz mutlu olur hem de boğazı düzelir. Sabırlı ve sevgi dolu bir yaklaşımla, biraz da oyunla karışık bakım uygulayarak, minikler bu süreci genellikle birkaç gün içinde atlatırlar.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek boğaz ağrısını önler mi?
Bağışıklık sistemimiz, vücudumuzu enfeksiyonlara karşı koruyan savunma mekanizmamızdır. Boğaz ağrısı da çoğunlukla virüs ve bakteri kaynaklı enfeksiyonların bir sonucu olduğu için, güçlü bir bağışıklık sistemi bu tür enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltabilir. Peki bağışıklık sistemini güçlendirmek boğaz ağrısını önler mi? Kısaca ifade etmek gerekirse, dolaylı olarak evet diyebiliriz.
Bağışıklığı kuvvetli olan bir kişi, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı daha dirençli olur veya bu hastalıklara yakalansa bile hafif atlatır. Bu da boğaz ağrısı dahil enfeksiyon belirtilerini daha az yaşaması anlamına gelir. Elbette hiçbir yöntem %100 koruma sağlamaz, ancak yaşam tarzı ve alışkanlıklarla bağışıklığı desteklemek uzun vadede daha sağlıklı bir boğaz ve solunum sistemi demektir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için şu noktalara dikkat edebilirsiniz:
- Dengeli beslenme: Vitamin ve mineraller açısından zengin, çeşitli besinler tüketmek bağışıklığınızın güçlü kalmasını sağlar. Özellikle A, C, E vitaminleri ve çinko, selenyum gibi mineraller bağışıklık fonksiyonunda rol oynar. Turunçgiller (portakal, mandalina, limon), kırmızı biber, kivi, çilek gibi C vitamini yüksek meyve-sebzeler tüketmek soğuk algınlığına karşı vücudunuzu hazırlar. Havuç, tatlı patates, ıspanak gibi A vitamini kaynakları da mukozal yüzeylerin sağlığını korur (boğaz dahil). Balık, ceviz, keten tohumu gibi omega-3 yağ asitlerinden zengin gıdalar iltihap önleyici etkileriyle faydalıdır. Yeterli protein almak (et, tavuk, baklagiller, süt ürünleri) antikor üretimi için gereklidir. Bağışıklık diyetle başlar, bu yüzden abur cubur, aşırı şekerli yiyecekler yerine tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve sağlıklı yağlarla beslenmeye özen gösterin.
- Yeterli uyku: Uykusuzluk ve kronik yorgunluk, bağışıklık sistemini zayıflatan faktörlerin başında gelir. Düzenli ve kaliteli uyku uyuyan kişilerin enfeksiyonlara karşı daha dirençli olduğu bilimsel olarak da gösterilmiştir. Erişkinlerin çoğunlukla günde ~7-8 saat uykuya ihtiyacı vardır. Çocukların ve ergenlerin ise büyüme dönemlerinde daha da fazla (8-10 saat) uyuması bağışıklıklarına olumlu katkı yapar. Eğer sık sık boğaz enfeksiyonu geçiriyorsanız, kendinize “yeterince uyuyor muyum?” sorusunu sormakta fayda var.
- Düzenli egzersiz: Orta düzeyde yapılan düzenli fiziksel aktivite bağışıklık sistemini güçlendirir. Haftada en az 3-4 gün, 30 dakikalık tempolu yürüyüş, bisiklete binme, yüzme gibi egzersizler sadece genel sağlığınızı değil, bağışıklığınızı da destekler. Ancak aşırı ve yoğun egzersizlerin (örn. vücudu çok fazla zorlayan profesyonel antrenmanlar) kısa süreliğine bağışıklığı baskılayabileceği biliniyor; o nedenle ölçülü ve düzenli spor en iyisidir. Hareket, vücuttaki dolaşımı artırarak bağışıklık hücrelerinin her yere ulaşmasını kolaylaştırır.
- Stresten uzak durma: Kronik stres altındaysanız, vücudunuzun savunma mekanizmaları da sürekli baskı altında kalıyor demektir. Stres hormonu olarak bilinen kortizol, uzun süre yüksek kaldığında bağışıklık yanıtını zayıflatabilir. Bu nedenle, hayatınızda stresi yönetmek de sık enfeksiyonları önlemeye yardımcı olur. Rahatlama teknikleri (yoga, meditasyon, nefes egzersizleri), hobi edinme, gerekirse psikolojik destek alma gibi yöntemlerle stresle başa çıkmaya çalışın.
- Sigara ve alkolün azaltılması: Sigara içmek sadece boğazınızı doğrudan tahriş etmekle kalmaz, aynı zamanda solunum yollarındaki savunma hücrelerine zarar vererek enfeksiyonlara zemin hazırlar. Sigara içen kişilerde boğaz enfeksiyonları ve kronik öksürük çok daha yaygındır. Pasif içicilik de benzer zararlar verebileceği için en azından evinizi sigarasız bölge yapmak önemli. Alkolün aşırı tüketimi de bağışıklığı düşürür; ölçülü tüketim sınırları dışına çıkmamaya özen gösterin.
- Hijyen kuralları: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek kadar mikropların vücuda girişini önlemek de boğaz ağrısını engellemede kritiktir. Özellikle kış aylarında ve salgın zamanlarında elleri sık sık yıkamak, dışarıdan gelince ilk iş el hijyeni sağlamak sizi birçok solunum yolu enfeksiyonundan korur. Kalabalık ortamlarda ağız ve burnu kapatmak (hastalık dönemlerinde maske takmak), hasta kişilerle yakın temastan kaçınmak, aynı bardak/çatal gibi eşyaları ortak kullanmamak gibi temel hijyen önlemleri sayesinde vücudunuzun savaşması gereken mikrop sayısını en aza indirirsiniz.
- Aşılar: Bağışıklık sistemini güçlendirmenin bir yolu da aşılarla onu eğitmektir. Grip aşısı olmak, Covid-19 aşılarınızı tamamlamak, çocuklarda boğaz enfeksiyonuna da yol açabilen kızamık, suçiçeği gibi hastalıklara karşı aşıların yapılması, dolaylı olarak boğaz ağrısı yaşama ihtimalinizi azaltır. Örneğin grip, boğazda da ağrı yapan bir hastalık ve aşı ile önlenebilir. Yine, difteri gibi boğazda psödomembran yapıp ağrıya sebep olabilen ciddi hastalıklara karşı aşı çocuklukta zaten uygulanmaktadır. Aşılar sayesinde bağışıklık sisteminiz o mikrobu tanır ve karşılaştığında hızlıca yok eder.
- Takviyeler ve vitaminler: Normal şartlarda dengeli beslenen birinin ek vitamin almasına çok gerek yoktur. Ancak vitamin D gibi bazı vitaminlerin eksikliği yaygınsa ve bu da bağışıklığı etkiliyorsa, doktor tavsiyesiyle takviye alınabilir. D vitamini, C vitamini, çinko gibi destekler özellikle sık enfeksiyon geçiren veya kan testiyle eksikliği saptanan kişilerde boğaz ağrısı gibi enfeksiyonları önlemede yardımcı olabilir. Yine de, “bol bol vitamin alayım hiç hasta olmam” mantığı doğru değildir; önemli olan eksik olanı yerine koymak ve asıl kaynağı beslenme olarak görmektir.
Sonuç olarak, bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak enfeksiyonlara karşı bir kalkan görevi görür. Tamamen boğaz ağrısı yaşamayacağınızın garantisi olmasa da, güçlü bağışıklığı olan bir kişi hastalığa yakalansa bile hafif atlatır, belki 2-3 günde iyileşir. Oysa zayıf düşmüş bir bünyede aynı enfeksiyon çok daha ağır seyredebilir. Halk arasında “üşütmemek” denir ya, aslında üşütmek direkt hasta etmez ama vücut direncinizi düşürerek mikropların sizi hasta etmesine olanak sağlar. Dolayısıyla kendinizi sıcak tutmak, iyi beslenmek, zinde kalmak boğaz ağrısını önlemede de önemlidir.
Unutmayalım, özellikle çocuklar için bağışıklığı kuvvetlendirmek erken yaşta başlar: sağlıklı besinlerle tanıştırılan, yeterince uyuyan, hareket eden ve temiz bir ortamda büyüyen çocuklar daha az hasta olurlar. Aynı prensipler yetişkinler için de geçerli. Kısacası, bağışıklık sistemini güçlendirmek pek çok hastalık gibi boğaz ağrısının da daha az görülmesini sağlayabilir, bu da önleyici hekimliğin önemli bir parçasıdır.
Uzun süren boğaz ağrısı neyin habercisi olabilir?
Boğaz ağrısı genellikle birkaç gün ile bir hafta içinde düzelen bir şikayettir. Ancak bazı durumlarda boğazdaki rahatsızlık hissi haftalarca sürebilir veya sık sık tekrar ederek kronik bir hal alabilir. Uzun süren boğaz ağrısı deyince burada birkaç senaryo olabilir: ya tek bir epizod halinde 2 haftayı aşan kesintisiz bir boğaz ağrısı vardır, ya da arka arkaya sık tekrar eden boğaz ağrıları yaşanmaktadır. Peki bu durum neyin habercisi olabilir?
İnatçı ve uzun süren boğaz ağrısının en sık nedeni, altta yatan enfeksiyöz olmayan kronik irritasyonlardır. Özellikle alerjiler ve geniz akıntısı (postnazal akıntı) kronik boğaz tahrişi yapabilir. Örneğin kişi ev tozu akarlarına, polenlere veya küfe karşı alerjik ise, burnunda sürekli bir akıntı ve tıkanıklık olabilir. Bu da burun akıntısının boğaza akmasıyla boğazda sürekli bir gıcık ve ağrı hissine yol açabilir. Alerji mevsimi boyunca boğaz hep biraz tahriş olmuş durumdadır. Bu durumda boğaz ağrısı tam geçmez, kişi sık sık boğazını temizleme ihtiyacı hisseder, sabahları hafif yanmayla uyanabilir. Bu bir enfeksiyon habercisi değil, alerjik farenjit diyebileceğimiz bir durumdur. Çözümü alerjiyi kontrol altına almaktır (alerji ilaçları, burun spreyleri, alerjenlerden korunma ile).
Bir diğer çok yaygın neden asit reflü (GERD) ve onun bir çeşidi olan Larengeal Farengeal Reflü (LFR) durumudur. Reflü hastalarında mide asidi yemek borusuna kaçarak üst boğaz ve hatta ses tellerine kadar ulaşabilir. Bu durum özellikle sabahları boğazda yanma, kuruluk, ağrı ile kendini gösterir. Bazen reflü öyle sinsi seyreder ki, kişi klasik mide yanması yaşamaz ama sadece boğaz yakınması olabilir. Uzun süredir geçmeyen boğaz ağrılarında mutlaka reflü de akla gelmelidir. Reflüye bağlı boğaz tahrişi, genellikle yemeklerden sonra artar, kişi yatınca (yatay pozisyonda) asit yukarı geldiği için gece boyunca boğazı tahriş eder ve sabah ağrıyla uyanmasına yol açar. Eğer siz de uzun süredir boğaz sorunları yaşıyor ve bunun yanında kronik kuru öksürük, ağza acı su gelmesi, ses kısıklığı, sık sık boğaz temizleme gibi durumlar fark ediyorsanız, reflü açısından değerlendirme gerekebilir. Reflü tedavisi (diyet, yaşam tarzı ve gerekiyorsa ilaçlarla) yapıldığında boğaz şikayetleri de düzelir.
Süregelen boğaz ağrısı ve tahriş hissinin bir diğer olası nedeni çevresel irritanlardır. Örneğin tozlu veya kimyasal maddelerin havada olduğu bir ortamda çalışıyorsanız (inşaat işçisi, kimya laboratuvarı, tekstil atölyesi vb.), soluduğunuz hava sürekli boğazınızı tahriş ederek kronik bir farenjit oluşturabilir. Sigara içiyorsanız veya pasif içici olarak sürekli dumana maruz kalıyorsanız, boğazınızın kronik olarak ağrılı ve tahriş olmuş olması şaşırtıcı değildir. Bu durumda çevresel faktörü değiştirmeden tam bir iyileşme beklemek zor olacaktır. Tozlu ortamlarda maske kullanmak, kimyasallardan korunmak, sigarayı bırakmak gibi adımlar atılmalıdır.
Kronik geniz eti veya sinüzit gibi durumlar da sürekli geniz akıntısına ve boğaz tahrişine yol açarak uzun süreli boğaz ağrısına sebep olabilir. Özellikle çocuklarda büyümüş geniz eti sürekli burun tıkanıklığı, ağızdan soluma ve horlama yapar; boğaz da kuru kaldığı için sık farenjit atakları olur. Yetişkinlerde de kronik sinüzit benzer mekanizmayla boğazı rahatsız eder. Bu durumların tedavisi (ilaçla veya gerekirse cerrahiyle) yapıldığında boğaz şikayetleri azalacaktır.
Uzun süren boğaz ağrısı bazen de sık tekrarlayan akut enfeksiyonların birbiriyle karışmasıyla oluşabilir. Örneğin bir enfeksiyon tam geçmeden bir yenisine yakalanmak gibi. Özellikle okul, kreş çağındaki çocuklarda bir enfeksiyon bitip diğeri başladığında sanki boğaz ağrısı bir aydır geçmiyor gibi algılanabilir. Bu durumda altta yatan bir bağışıklık sorunu var mı diye düşünmek gerekebilir. Ama çoğu zaman bu, sadece o dönemde sık hastalık geçirilmesinden ibarettir ve kalıcı bir sorun bırakmaz.
Tüm bunların dışında, toplumda nadir olsa da, hekimlerin göz ardı etmediği bir konu var: Tümörler ve ciddi hastalıklar. Özellikle gırtlak (larinks) kanseri, yutak (farenks) bölgesi kanseri gibi durumlar erken evrede uzun süre geçmeyen boğaz ağrısı, kulak ağrısı (yutkununca kulağa vuran ağrı), takılma hissi, ses kısıklığı gibi belirtiler verebilir. Bu tür kanserler genelde ileri yaş, sigara-alkol kullanımı öyküsü olan kişilerde daha sık görülür. Eğer kişi risk faktörlerine sahipse ve açıklanamayan, inatçı bir boğaz ağrısı varsa, mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanının değerlendirmesi gerekir. Yutkunurken hep aynı tarafta ağrı, boyunda ele gelen sert bir kitle ile beraber boğaz ağrısı, kilo kaybı gibi belirtiler tehlike işaretleri olabilir. Bunun altını çizmek gerekiyor: Uzun süren boğaz ağrılarının büyük çoğunluğu kanser gibi sebeplerden değildir, ancak özellikle risk grubunda bu olasılığı da düşünerek hareket etmek önemlidir.
Ayrıca uzun süren enfeksiyöz mononükleoz (EBV virüsü, halk arasında öpücük hastalığı) gençlerde haftalarca devam eden boğaz ağrısı yapabilir. Mononükleoz, bademciklerde ciddi iltihap, yüksek ateş, lenf bezlerinde şişme ile seyreden bir hastalıktır ve iyileşmesi 3-4 haftayı bulabilir. Antibiyotikle geçmez, viral bir hastalıktır. Genç bir hasta uzun süredir geçmeyen boğaz ağrısı ve halsizlik tarif ediyorsa, doktorlar mononükleoz testleri yapabilir.
Uzun süren boğaz ağrısı kronik farenjit olarak da adlandırdığımız bir durum olabilir ve genelde kronik tahriş veya uzayıp giden özel bir enfeksiyon buna yol açar. Bunun habercisi olabileceği şeyler arasında en masumları alerji, reflü, sigara maruziyeti gibi düzeltilebilir etkenlerdir. Daha ciddi olarak akla gelmesi gerekenler ise tümörler veya spesifik enfeksiyonlardır. Eğer boğaz ağrınız 2-3 haftadan uzun zamandır devam ediyorsa ve ev tedavileriyle düzelmediyse, bu durumda bir kulak burun boğaz uzmanına muayene olmanız en doğrusudur. Doktorunuz muayene ile boğaz ve gırtlak bölgesini inceleyecek, gerekirse endoskopik bir bakış yapacak veya bazı testler (boğaz kültürü, kan testleri, alerji testleri vs.) isteyecektir. Bu sayede altta yatan neden saptanabilir ve ona yönelik tedaviyle rahatsızlığınız giderilebilir.
Unutmayın: Uzayan her belirti gibi, uzun süren boğaz ağrısını da ciddiye alın. Basit önlemlerle geçmeyen, yaşam kalitenizi bozan kronik bir boğaz ağrınız varsa “nasılsa geçer” diye beklemek yerine uzman görüşü almak, ileride karşılaşabileceğiniz daha büyük sorunların önüne geçer.
Sık Sorulan Sorular
Boğaz ağrısı kaç günde geçer?
Boğaz ağrısının geçme süresi genellikle altta yatan nedene bağlıdır. Viral enfeksiyonlar (soğuk algınlığı, grip) kaynaklı boğaz ağrıları çoğunlukla 3-7 gün içinde kendiliğinden geçer. İlk 2-3 gün ağrı daha şiddetli olabilir, ardından vücut virüsü yenmeye başladıkça boğazdaki ağrı ve tahriş azalır. Yaklaşık bir hafta sonunda çoğu kişi tamamen düzelir.
Bakteriyel enfeksiyonlar (örneğin streptokok boğaz enfeksiyonu) ise tedavi edilmediği takdirde daha uzun sürebilir ve genelde kendiliğinden tam düzelmeyebilir. Bu durumda uygun antibiyotik tedavisine başlandıktan sonra boğaz ağrısı genellikle 24-48 saat içinde belirgin şekilde hafifler. Antibiyotik kullanımıyla beraber toplam iyileşme süresi de yaklaşık 5-7 günü bulur, ancak kişi 2. günden itibaren çok daha iyi hisseder.
Boğaz ağrısı kaç gün sürer? sorusunun cevabını etkileyen bir diğer faktör de kişinin bağışıklık durumudur. İyi dinlenen, bol sıvı alan ve sağlıklı bir bünyesi olan kişiler daha çabuk iyileşme eğilimindedir. Örneğin yeterince istirahat etmeyen veya sigara içmeye devam eden birinde boğaz ağrısı normalden uzun sürebilir.
Çocuklarda boğaz ağrısı genellikle 4-5 günde hafifler. Eğer bir haftayı geçmesine rağmen çocuğun boğaz ağrısı sürüyorsa, doktora danışmakta fayda vardır.
Uzun lafın kısası, çoğu boğaz ağrısı bir hafta içinde geçer. Bir hafta sonunda hala geçmeyen veya kötüleşen boğaz ağrılarında tekrar değerlendirme yapmak (gerekirse doktora görünmek) önemlidir. Ayrıca çok hafif tahriş şeklinde kronik boğaz hassasiyetleri (alerji veya reflüye bağlı) uzun süre devam edebilir, onlar enfeksiyon sayılmadığı için takvimden bağımsız düşünmek gerekir. Ancak akut olarak başlayan bir boğaz ağrısının 7-10 günden fazla sürmesi tipik değildir ve başka bir soruna işaret edebilir.
Boğaz ağrısı bulaşıcı mı?
Boğaz ağrısının bulaşıcılığı, altta yatan sebebe göre değişir. Çoğu boğaz ağrısı vakası bulaşıcıdır, çünkü nedeni genellikle bulaşıcı mikroplardır. Özellikle virüsler ve bakteriler kolaylıkla kişiden kişiye geçebilir.
Örneğin soğuk algınlığına yol açan rinovirüs veya grip virüsü taşıyan birinin hapşırmasıyla ortama yayılan damlacıklar, etraftaki diğer insanların da bu mikrobu almasına neden olabilir. Bu şekilde bir virüs alındığında, birkaç gün içinde aynı boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı belirtileri başkalarında da ortaya çıkabilir. Bu yüzden boğazı ağrıyan, öksüren, hapşıran bir kişiyle yakın temasta bulunmak (aynı kapalı ortamda uzun süre kalmak, öpüşmek, bardak/çatal paylaşmak gibi) hastalığın bulaşmasına zemin hazırlar. Özellikle okullar, kreşler gibi ortamlarda boğaz ağrısı yapan enfeksiyonlar hızla yayılabilir.
Streptokok bakterisi kaynaklı boğaz enfeksiyonu (beta mikrobu) da bulaşıcıdır. Hasta birinin tükürük parçacıklarıyla temas ederek (yakın konuşma, aynı yiyeceği paylaşma vs.) bulaşabilir. Streptokok enfeksiyonu geçiren bir çocuk, antibiyotik tedavisine başlamadan önce oldukça bulaştırıcıdır; antibiyotik başladıktan 24 saat sonra bulaşıcılık büyük oranda azalır. Bu nedenle doktorlar genellikle “ilaç başladı, 1 gün okula göndermeyin” gibi önerilerde bulunurlar.
Bulaşıcı olmayan boğaz ağrıları da vardır: Eğer boğaz ağrısı alerji, reflü, sigara tahrişi gibi enfeksiyon dışı bir nedenden oluyorsa, elbette ki böyle bir boğaz ağrısı başkasına geçmez. Örneğin polen alerjisi nedeniyle boğazı gıcık yapan biri çevresine bunu bulaştırmaz. Aynı şekilde, gece horlamaktan ve ağız kuruluğundan sabah boğazı ağrıyan bir kişi bulaşıcı değildir.
Covid-19 pandemisi ile birlikte boğaz ağrısı çok sık duyulan bir belirti haline geldi. COVID-19, özellikle yeni varyantlarında, boğaz ağrısı şikayetine yol açabilen bir virüstür ve oldukça bulaşıcıdır. Eğer boğaz ağrısına ateş, halsizlik, kuru öksürük veya koku/tat kaybı gibi belirtiler eşlik ediyorsa, COVID açısından test yaptırmak uygun olabilir. Covid ve diğer grip benzeri viral enfeksiyonlarda bulaşı önlemek için maske kullanımı, hasta kişinin izole olması, el hijyeni gibi önlemler alınmalıdır.
Sonuç olarak, boğaz ağrısı çoğu durumda bulaşıcıdır diyebiliriz, çünkü genellikle bir enfeksiyonun belirtisidir. Enfeksiyonu kapan kişi bulaştırıcı olur. Bu yüzden boğazınız ağrıyorsa ve özellikle de nezle, öksürük, ateş gibi belirtiler de varsa evde dinlenmeniz, mümkünse işe/okula gitmemeniz, başkalarıyla yakın teması sınırlandırmanız önerilir. Öksürürken veya hapşırırken tek kullanımlık mendil kullanıp çöpe atmak, mendil yoksa dirsek iç kısmına hapşırmak gibi adab-ı muaşeret kuralı haline gelmiş önlemler de hem sizin hem çevrenizin sağlığı için önemlidir.
Boğaz ağrısı için antibiyotik kullanılır mı?
Antibiyotikler, bakteri adı verilen mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Boğaz ağrılarının önemli bir kısmı ise virüsler yüzünden olur. Bu nedenle, her boğaz ağrısında antibiyotik kullanmak doğru değildir.
Eğer boğaz ağrınıza bir viral enfeksiyon (soğuk algınlığı, grip, COVID-19 vb.) sebep olduysa, antibiyotik almanın hiçbir faydası olmaz. Virüsler antibiyotiklerle ölmez veya etkilenmez, çünkü antibiyotiklerin etki mekanizması virüslere işlemez. Bunun aksine, gereksiz yere antibiyotik almak vücudunuzdaki yararlı bakterilere zarar verebilir, mide-bağırsak dengenizi bozabilir ve en önemlisi antibiyotik direncine katkıda bulunur. Antibiyotik direnci, bakterilerin antibiyotiklere karşı dayanıklı hale gelmesi demektir ve toplum sağlığı için büyük bir sorundur.
Peki ne zaman antibiyotik kullanılır? Boğaz ağrısının nedeni streptokok gibi bir bakteriyel enfeksiyon ise, o zaman antibiyotik tedavisi gerekir. Özellikle A grubu beta-hemolitik streptokok boğaz enfeksiyonunda (beta mikrobu) uygun antibiyotik kullanılmazsa, enfeksiyon uzayabilir ve ayrıca romatizmal ateş, böbrek iltihabı gibi komplikasyon riskleri artar. Bu yüzden doktorlar boğaz muayenesinde bakteriyel enfeksiyondan şüphelenirse hızlı streptokok testi yapabilir veya boğaz kültürü alabilir. Sonuca göre antibiyotik başlanır. Streptokok farenjitin tipik belirtileri arasında: ani başlayan şiddetli boğaz ağrısı, yüksek ateş, bademciklerde beyaz iltihaplı plaklar, boyun lenf bezlerinde belirgin şişlik ve genellikle öksürüğün olmaması sayılabilir. Ancak kesin ayrım testlerle yapılır, çünkü viral enfeksiyonlar da bazen benzer tablo verebilir.
Antibiyotik boğaz ağrısına iyi gelir mi? Eğer boğaz ağrınızın sebebi bakteriyel ise, evet doğru antibiyotik ağrıyı da hızla geçirir (enfeksiyonu tedavi ettiği için). Fakat eğer viral ise, antibiyotik kullanmak boğaz ağrınızı dindirmez, belki tesadüfen aynı dönemde kendi kendine geçer ama bu antibiyotiğe bağlanmamalıdır. Ne yazık ki geçmişte boğazı ağrıyan pek çok kişi doktora gitmeden antibiyotik kullanma eğilimindeydi. Günümüzde bu alışkanlıktan uzaklaşmak gerekiyor.
Boğazınız ağrıyorsa hemen antibiyotik düşünmeyin. Önce doğal yöntemlerle, ağrı kesici gibi destek tedavilerle 2-3 gün süreci gözlemleyin. Eğer boğaz ağrınız çok şiddetliyse, yutkunmakta zorlanıyorsanız veya ateşiniz yüksekse bir doktora gidin. Doktor muayene bulguları ve gerekiyorsa testler sonucunda antibiyotik gerekip gerekmediğine karar verecektir. Unutmayın, antibiyotik boğaz ağrısı ilacı değildir, sadece bakteriyel boğaz enfeksiyonu ilacıdır. Her boğazı ağrıyana antibiyotik yazılmamasının sebebi de budur.
Boğaz ağrısına sıcak mı iyi gelir, soğuk mu?
Boğazı ağrıyan birçok kişi “Acaba sıcak içecek mi tüketmeliyim yoksa soğuk daha mı iyi gelir?” diye kararsız kalabilir. Aslında hem sıcak hem soğuk uygulamalar boğaz ağrısında faydalı olabilir, burada önemli olan sizin boğazınızın hangisine daha iyi tepki verdiğidir.
Sıcak (ılık) şeyler: Sıcak sıvılar boğazı yatıştırıcı etkiye sahiptir. Ilık bir bitki çayı, ballı sıcak su, tavuk suyu çorba gibi gıdalar boğazdaki kan akışını artırarak rahatlama sağlar ve mukusu gevşetip temizlenmesine yardımcı olur. Özellikle üşütme kaynaklı boğaz ağrılarında sıcak bir şeyler içince boğazınızda anında bir ferahlama hissi duyarsınız. Sıcak içecekler aynı zamanda genzi açarak sinüslerin drenajını kolaylaştırır. Ancak burada “sıcak”tan kastımız kaynar derecede sıcak olmamalı. Çok sıcak içecekler hassas boğaz dokusunu yakabilir ve ağrıyı artırabilir. Bu nedenle ideal olan ılık derecede, boğazı yakmayacak sıcaklıklardır. Ilık çay, ılık çorba hem besleyicidir hem de boğaz ağrısına iyi gelir.
Soğuk şeyler: Öte yandan, boğazı ciddi şekilde ağrıyan ve şiş olan kişiler soğuk uygulamadan da fayda görebilirler. Soğuk, doğal bir uyuşturucudur; boğazdaki sinir uçlarını geçici olarak uyuşturarak ağrı hissini azaltır. Ayrıca iltihaplı dokuda damarları büzüp şişliği indirebilir. Örneğin buzlu su yudumlamak, buz parçaları emmek veya dondurma yemek bazı insanlarda boğaz ağrısını hafifletebilir. Özellikle çocuklar, boğazları ağrıdığında soğuk bir meyveli buzdan çok rahatlama hissederler. Aynı prensip yetişkinler için de geçerli olabilir. Boğazınız yanıyorsa, birkaç yudum soğuk su veya bir buz küpünü emmek ferahlatıcı gelebilir.
Hangi durumlarda hangisi? Aslında bu konuda katı bir kural yoktur; tamamen kişisel rahatlama meselesi. Bazı boğaz ağrısı yaşayan kişiler sıcak şeyi hiç tolere edemez, canları daha çok soğuk ister. Bazıları da soğuk içince boğazlarının daha çok acıdığını, sıcağın iyi geldiğini söyler. Önemli olan, ikisini de deneyip size iyi geleni bulmanızdır. Hatta günün farklı zamanlarında farklı şeyler deneyebilirsiniz: Sabah boğazınız kuru uyandıysanız ılık bir çay iyi gelebilir, gün içinde ödem arttığında soğuk bir içecek rahatlatabilir.
Şu ayrımı yapmak gerek: Eğer boğaz ağrınızın yanında geniz akıntısı, burun tıkanıklığı gibi durumlar varsa, sıcak buhar ve içecekler bu akıntıları inceltip akmasını kolaylaştıracağı için genelde daha iyidir. Sinüsler açılınca boğazınız da rahatlar. Öte yandan, boğazınız çok şiş ve kızarık ise, soğuk bir gıda o bölgeye “soğuk kompres” etkisi yaparak acıyı dindirir.
Her ikisini de kullanabilirsiniz: Sıcak mı soğuk mu ikilemine takılmak yerine, ikisinin de avantajlarından yararlanmak mümkün. Mesela gün içinde sık sık ılık bitki çayı bal ile içip boğazınızı yumuşatırken, arada bir de dondurma veya buzlu bir içecek tüketebilirsiniz. Hatta Cleveland Clinic uzmanları, “hangisi iyi geliyor dene ve gör” demektedir, çünkü fizyolojik olarak hem sıcak hem soğuk mekanizmalarıyla faydalıdır.
Önemli olan şu: Aşırı uçlardan kaçının. Kaynar derecede sıcak içecekler veya buz gibi, çok soğuk (dondurucu derecede) şeyler boğazınıza zarar verebilir. Ilık-sıcak ve serin-soğuk aralığında kalmak iyidir. Ayrıca her iki durumda da boğazı nemli tutmak ortak faydadır; ister sıcak çay ister soğuk su, neticede sıvı alımı olur ve boğaz nemlenir.
Sonuç olarak, boğaz ağrısına sıcak mı soğuk mu iyi gelir? sorusunun cevabı: Kişiden kişiye değişir, ikisi de doğru şekilde uygulandığında iyi gelir. Kendi vücudunuzu dinleyin; bir yudum alın, boğazınızı nasıl hissettiğinize bakın. En iyi gelen yöntemi gönül rahatlığıyla uygulayabilirsiniz.
Boğaz ağrısı COVID-19 belirtisi midir?
Evet, boğaz ağrısı COVID-19 belirtilerinden biri olabilir. COVID-19 hastalığı, SARS-CoV-2 adı verilen koronavirüsün neden olduğu bir enfeksiyondur ve özellikle üst solunum yolunu etkileyen varyantları ile boğaz ağrısı sık görülen bir semptom haline gelmiştir. Özellikle 2021 sonrası ortaya çıkan varyantlarda (örneğin Omicron ve alt varyantları) boğaz ağrısı daha da belirgin rapor edilmiştir.
COVID-19’un ilk ortaya çıktığı dönemde en sık belirtiler ateş, kuru öksürük ve nefes darlığı idi. Ancak zamanla virüs mutasyona uğradıkça ve daha çok insan enfekte oldukça geniş bir belirti yelpazesi görüldü. Son dönemlerde COVID geçiren pek çok kişi enfeksiyonun soğuk algınlığı benzeri seyrettiğini ifade ediyor: Burun akıntısı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, hafif ateş, halsizlik gibi. Yani Covid, klasik bir boğaz enfeksiyonu gibi de ortaya çıkabilir.
Boğaz ağrısı tek başına COVID demek midir? Hayır. Boğaz ağrısı pek çok enfeksiyonun belirtisi olabilir ve COVID bunlardan sadece biridir. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde (hala pandemi etkileri sürüyorsa) veya yakın zamanda riskli bir temasınız olduysa, boğaz ağrısını ciddiye almak ve COVID yönünden test yaptırmak önemli olabilir. Özellikle boğaz ağrısına ek olarak koku/tat kaybı (her vakada olmasa da özgün bir belirtidir), tüm vücutta halsizlik, baş ağrısı, bazen kuru öksürük, hafif ateş gibi belirtiler de varsa COVID-19 olasılığı artar.
Pek çok kişi aşılı olduğu için COVID enfeksiyonunu daha hafif, nezle gibi atlatabiliyor. Bu durumda boğaz ağrısı birkaç gün sürebilir ve belki bir iki gün hafif ateşle sınırlı kalabilir. Eğer boğaz ağrınızla birlikte ateşiniz yüksekse, ciddi kas ağrılarınız varsa, nefes darlığı hissediyorsanız tıbbi yardım almakta gecikmeyin. Kendi başınıza Covid olduğunu düşünseniz bile, risk faktörleriniz varsa (ileri yaş, kronik hastalık, bağışıklık baskılanması gibi) doktora görünmelisiniz.
COVID-19 testi ne zaman düşünülmeli? Boğaz ağrınız başladığında, özellikle de bir toplu etkinlik, kalabalık ortam veya pozitif biriyle temas sonrasıysa, evde uygulanan hızlı antijen testlerinden yapabilirsiniz. Bu testler genellikle burun sürüntüsü ile çalışır, bazen boğazdan da örnek alınabilir. Test pozitifse zaten COVID tanısı kesinleşir. Negatif çıkarsa ama şüpheniz devam ediyorsa bir iki gün sonra tekrarlamak veya PCR testi yaptırmak gerekebilir.
Boğaz ağrısının COVID olup olmadığı anlaşılır mı? Belirtiler tamamen örtüşebildiği için, klinik olarak ayırt etmek zordur. Örneğin klasik bir grip de benzer boğaz ağrısı yapabilir. Covid’li hastaların bir kısmı boğazlarının “cam kırığı gibi acıdığını” tanımlasa da, bu subjektif bir histir ve başka viral enfeksiyonlarda da olabilir. Bu yüzden, boğaz ağrısının COVID belirtisi olup olmadığını kesinleştirmenin tek yolu test yapmaktır.
Sonuç: Boğaz ağrısı yaşıyorsanız, hele ki son yıllarda, aklınıza COVID-19 da gelmelidir. Özellikle yaygın enfeksiyonların olduğu dönemlerde bu belirtileri olan kişilerin maske takması, kalabalıklardan uzak durması, mümkünse test yapması toplum sağlığı açısından faydalıdır. Ancak paniğe gerek yok; boğaz ağrısıyla seyreden COVID vakalarının çoğu, aşılar sayesinde de, hafif atlatılıyor. Yine de risk grupları (yaşlılar, kronik hastalar, hamileler vs.) korunmalıdır. Boğaz ağrınız COVID çıkarsa da, bol sıvı alıp dinlenin, gerektiğinde ateş düşürücü alın ve doktorunuz başka bir özel tedavi (antiviral ilaç gibi) önermediyse, izolasyon süresince evde istirahatle genellikle iyileşeceksiniz.
Boğaz ağrısı için hangi doktora gitmeliyim?
Boğaz ağrısı şikayetiyle doktora gitmek istediğinizde birkaç seçeneğiniz vardır ve durumunuzun ağırlığına veya imkanlarınıza göre tercih yapabilirsiniz:
- Aile hekimi / Dahiliye uzmanı (İç Hastalıkları): İlk basamak sağlık hizmeti sunan aile hekimleri, boğaz ağrısı gibi yaygın şikayetlerin değerlendirilmesinde yetkindir. Semptomlarınız hafif-orta derecedeyse veya başka ciddi belirti yoksa öncelikle bir aile hekimine görünmek iyi bir başlangıç olabilir. Aile hekiminiz boğazınıza bakarak, gerekirse hızlı strep testi yaparak veya genel durumunuza bakarak uygun tedaviyi planlayabilir. Aynı şekilde dahiliye uzmanları da yetişkin hastalarda boğaz enfeksiyonlarını teşhis ve tedavi edebilirler. Çoğunlukla antibiyotik gerekip gerekmediğine bu hekimler karar verip, gerekiyorsa reçetenizi yazarlar veya evde bakım önerileri verirler.
- Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanı: Boğaz, bademcikler, geniz bölgesi doğrudan KBB (kulak burun boğaz) doktorlarının uzmanlık alanıdır. Özellikle şiddetli boğaz ağrılarında, tekrarlayan tonsillit sorunlarında, yutma güçlüğünde, kronikleşmiş boğaz problemlerinde bir KBB uzmanına görünmek yerinde olur. KBB hekimi, boğazınızı daha detaylı muayene edebilir, gerekirse endoskopla geniz ve gırtlak bölgenizi değerlendirerek altta yatan sorunu (örneğin geniz eti, reflü bulgusu, tümör şüphesi vs.) tespit edebilir. Bademcik ameliyatı (tonsillektomi) gerekip gerekmediğine karar verebilecek uzman da KBB doktorudur. Eğer boğaz ağrınız 7-10 günden uzun sürdüyse veya sık sık tekrarlıyorsa doğrudan bir KBB polikliniğinden randevu almak mantıklı bir seçimdir.
- Çocuk doktoru (Pediatrist): Boğazı ağrıyan bir çocuk söz konusuysa, tercihen bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından görülmesi iyi olur. Aile hekimleri de çocuklara bakar ama çocukların muayenesi, ilaç dozlarının ayarlanması gibi konularda pediatristler uzmandır. Çocuğunuz çok küçükse (özellikle bebekler ve 5 yaş altı çocuklar) ve yüksek ateş, iştahsızlık, döküntü gibi bulgular varsa direkt çocuk doktoruna götürebilirsiniz.
- Acil Servis: Boğaz ağrınızla birlikte nefes almada zorluk, ciddi yutma güçlüğü, ağızda aşırı salya birikmesi, şiddetli baş-boyun ağrısı, yüksek ateşle beraber ense sertliği gibi ciddi semptomlar varsa vakit kaybetmeden acil servise gitmelisiniz. Acilde gerekli stabilizasyon sağlandıktan sonra KBB veya enfeksiyon hastalıkları gibi konsültasyonlar istenebilir. Örneğin çocuklarda epiglotit (nefes yolunu tıkayan ciddi enfeksiyon) şüphesi veya yetişkinde peritonsiller apse (bademcik etrafında apse) gibi acil durumlarda anında müdahale gerekebilir.
- Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı: Çok sık olmasa da, özellikle özel bir enfeksiyon düşündüren durumlarda (örn. mononükleoz, difteri şüphesi, HIV enfeksiyonu ilişkili boğaz problemleri, kronik ateşli durumlar) enfeksiyon hastalıkları uzmanları da devreye girer. Genelde aile hekimi veya dahiliye sizi yönlendirir.
Basit bir boğaz ağrısı için ilk olarak aile hekiminize gitmeniz çoğu zaman yeterlidir. O gerekli görürse sizi KBB veya diğer uzmanlıklara sevk edecektir. Direkt olarak KBB’ye de başvurabilirsiniz, özellikle şikayetleriniz ağırsa veya tekrarlıyorsa.
Ülkemizde pratikte çoğu kişi önce bir iç hastalıkları veya aile hekimine gidip ilaç alır. Eğer sıkıntı düzelmezse KBB’ye yönelir. Ama örneğin boğazınızda yabancı cisim hissi, takılma, uzun süredir ses kısıklığı gibi daha spesifik şikayetleriniz varsa ilk tercihi KBB’den yana kullanabilirsiniz.
Son olarak, hangi doktora giderseniz gidin detaylı bilgi vermek önemlidir. Doktorunuza ağrınızın kaç gündür sürdüğünü, eşlik eden diğer belirtileri (ateş, öksürük, döküntü, kulak ağrısı vs.), yakın zamanda hasta biriyle temasınız olup olmadığını, bugüne kadar uyguladığınız ev tedbirlerini ve varsa kullandığınız ilaçları anlatın. Bu bilgiler doğru tanı ve tedavi için yol gösterici olacaktır.