HPV Testi ve HPV Aşısı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

HPV testi, Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonunu tespit etmek için kullanılan önemli bir rahim ağzı kanseri tarama testidir. Dünyada cinsel yolla en sık bulaşan enfeksiyonlardan biri olan HPV (Human Papilloma Virüsü), özellikle rahim ağzı (serviks) kanseriyle yakından ilişkilidir. Erken teşhis amacıyla uygulanan HPV DNA testi sayesinde, rahim ağzı kanserine yol açabilecek yüksek riskli virüs tipleri zamanında belirlenebilir.

HPV ve HPV Testinin Önemi

HPV, rahim ağzı kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerinin ve genital siğillerin nedenidir. Günümüzde rahim ağzı kanserine bağlı ölümlerin büyük kısmı düzenli tarama ve erken tedaviyle önlenebilmektedir. HPV testi, anormal hücresel değişikliklere yol açabilecek yüksek riskli HPV tiplerini henüz belirti vermeden tespit ederek erken uyarı sağlar. Böylece gereken önlemler zamanında alınabilir.

Sağlık otoriteleri, HPV DNA testi ile Pap smear testini birlikte kullanarak rahim ağzı kanseri taramasında en etkin sonucu elde etmeyi hedefler. HPV testinin önemi, sadece kanser gelişmeden önce riskin saptanması değil, aynı zamanda gereksiz müdahalelerin de önüne geçmesidir. Özellikle 30 yaş üzeri kadınlarda smear testi ile kombine yapılan HPV taraması (co-testing), rahim ağzı kanserinden korunmada altın standart kabul edilmektedir. Bu sayede rahim ağzı kanseri testi olarak da anılan HPV testi, kadın sağlığında hayati bir rol oynar.

HPV Nedir? Hangi Hastalıklara Yol Açabilir?

HPV (Human Papilloma Virüsü), cilt ve mukozalarda enfeksiyon yapan yaygın bir virüs grubudur. Bu virüsün 200’den fazla türü vardır ve farklı tipler farklı sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle yüksek riskli HPV tipleri uzun süreli enfeksiyonlarda kansere zemin hazırlayabilir. En sık karşılaşılan sonuçları şunlardır:

  • Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri): Yüksek riskli HPV tipleri (özellikle tip 16 ve 18), rahim ağzı hücrelerinde değişikliklere yol açarak yıllar içinde kanser gelişimine neden olabilir. Rahim ağzı kanseri vakalarının büyük çoğunluğunda altta yatan neden HPV enfeksiyonudur.
  • Diğer genital kanserler: HPV, kadınlarda vajina ve vulva kanserleri ile erkeklerde penis kanserine de yol açabilir. Bu kanserler daha nadir olsa da, yüksek riskli HPV tipleriyle ilişkili bulunurlar.
  • Anal (makat) kanseri: Hem kadın hem erkeklerde görülebilen anüs kanserlerinin önemli bir kısmında HPV enfeksiyonu etken olarak saptanmaktadır. Özellikle HPV 16 tipi, anal bölge kanserleriyle ilişkilidir.
  • Ağız ve boğaz kanserleri: Oral seks ile HPV bulaşması sonucu ağız, dil kökü ve boğaz (orofarenks) bölgesinde de kanser gelişimi riski vardır. Yüksek riskli HPV tipleri, bu bölgedeki bazı kanser vakalarında tespit edilmektedir.
  • Genital siğiller (kondilomlar): HPV’nin düşük riskli tipleri (özellikle tip 6 ve 11), genital siğil adı verilen iyi huylu lezyonlara neden olur. Genital siğiller kanserleşmez, ancak bulaşıcıdır ve tedavi edilmediğinde rahatsızlık verebilir.

HPV enfeksiyonu çok yaygındır; cinsel yönden aktif insanların büyük kısmı hayatlarının bir döneminde HPV ile karşılaşır. Çoğu HPV enfeksiyonu belirti vermeden bağışıklık sistemi tarafından temizlenir. Ancak bazı durumlarda virüs vücutta kalıcı olabilir ve yıllar sonra hücresel değişikliklere yol açabilir. Özellikle yüksek riskli HPV türleri uzun süre vücutta kaldığında, enfekte kişide kanser öncüsü lezyonlar gelişebilir. Bu nedenle HPV’nin yol açabileceği hastalıkları erkenden önlemek için düzenli tarama testleri ve koruyucu önlemler büyük önem taşır.

HPV Testi Nedir? Ne İçin Yapılır?

HPV testi, rahim ağzından alınan hücre örneğinde HPV virüsüne ait genetik materyali (DNA) tespit etmeye yönelik bir laboratuvar testidir. Genellikle HPV DNA testi olarak anılır. Bu test, özellikle yüksek riskli HPV tiplerinin (kanserle ilişkili tipler) varlığını araştırır. HPV testi yapılmasının başlıca amacı, rahim ağzı kanseri gelişme riskini belirlemek ve kanser oluşmadan önce gerekli takibi ve tedaviyi planlamaktır.

HPV testi şu amaçlarla yapılır:

  • Rahim ağzı kanseri taraması: HPV testi, Pap smear ile birlikte veya tek başına, serviks (rahim ağzı) kanseri taramasında kullanılır. Smear testinde hücresel değişiklikler aranırken, HPV testinde bu değişikliklere yol açan virüsün kendisi saptanır. Yani HPV testi pozitifse, o kişide ileride anormal hücre değişikliği gelişme riski olduğundan daha yakından izlem gerekir.
  • Anormal Pap smear sonucu değerlendirmesi: Eğer bir kadının Pap smear (smear testi) sonucunda şüpheli veya sınırda (ASCUS gibi) hücresel değişiklik saptanırsa, doktorlar genellikle ek olarak HPV testi yapar. HPV DNA testi, smear sonucundaki belirsizliğin açıklığa kavuşmasına yardımcı olur. Sonuç HPV pozitifse daha ileri tetkik gerekebilir; negatifse yüksek risk olmadığı için hasta rutin takibe alınabilir.
  • Tedavi sonrası takip: Rahim ağzında daha önce anormal hücre değişikliği (örneğin prekanseröz lezyon) saptanmış ve tedavi edilmiş hastalarda, tedavi sonrası HPV testinin negatif çıkması, virüsün vücuttan atıldığını ve riskin azaldığını gösterir. Bu nedenle bazı durumlarda tedavi etkinliğini kontrol etmek amacıyla HPV testi uygulanır.
  • Yüksek riskli hastaların taranması: Bağışıklık sistemi baskılanmış (örneğin HIV pozitif) kadınlar veya rahim ağzında daha önce yüksek dereceli lezyon öyküsü olanlar gibi yüksek riskli gruplarda, daha erken yaşta ya da daha sık aralıklarla HPV taraması yapılması önerilebilir.

Özetle, HPV testi rahim ağzı kanseri riskini belirlemek için yapılır. Smear testi hücre değişimini gösterirken, HPV testi bu değişime neden olabilecek virüs enfeksiyonunun varlığını direkt olarak ortaya koyar. Böylece henüz kanser ya da kanser öncüsü lezyon gelişmeden, risk altındaki kişiler tespit edilebilir.

HPV testinin, kan testi ile yapılamadığını da vurgulamak gerekir. HPV’yi saptamak için kan örneği kullanılmaz; çünkü virüs kan dolaşımında değil, enfekte olduğu doku yüzeyinde bulunur. Dolayısıyla HPV tanısı için rahim ağzından (serviks) veya ilgili bölgeden sürüntü örneği alınması gerekir.

HPV Testi Kimlere Önerilir?

HPV testi genel olarak belirli yaş gruplarındaki kadınlara, özellikle rahim ağzı kanseri taraması kapsamında önerilir. Uzmanlar ve kılavuzlar, HPV testinin rutin tarama amacıyla 30 yaş ve üzeri kadınlarda kullanımını önermektedir. İşte HPV testinin önerildiği gruplar ve durumlar:

  • 30-65 yaş arası kadınlar: Bu yaş aralığındaki kadınlara, Pap smear ile birlikte (co-testing) veya tek başına HPV testi ile tarama önerilir. Örneğin, 30-65 yaş arası kadınlar için her 5 yılda bir HPV testi (veya Pap smear ile birlikte kombinasyon testi) tarama programına alınabilir. Bu, rahim ağzı kanseri tarama protokolünün bir parçasıdır. Smear testinin tek başına yapıldığı durumlarda ise genellikle 3 yılda bir tekrar edilir.
  • Pap smear sonucu belirsiz olanlar: 21-29 yaş arasındaki genç kadınlarda rutin HPV testi taraması önerilmese de, eğer Pap smear sonucunda ASC-US (atipik skuamoz hücreler) gibi belirsiz bir sonuç çıkarsa, reflex HPV testi yapılması uygun görülür. Bu sayede anormal hücrelerin HPV kaynaklı olup olmadığı anlaşılır ve gereksiz müdahaleler önlenebilir.
  • Bağışıklığı baskılanmış kişiler: HIV pozitif kadınlar veya organ nakli gibi nedenlerle bağışıklık sistemi zayıf olan kadınlarda rahim ağzı kanseri riski daha yüksek olabilir. Bu nedenle daha genç yaşlardan itibaren ve daha sık aralıklarla HPV testi ile tarama önerilebilir. Örneğin, HIV pozitif kadınlar ilk tanı anında HPV testi yaptırmalı ve sonrasında yıllık taramalar düşünülmelidir.
  • Rahim ağzında geçmişte lezyon öyküsü olanlar: Daha önce anormal smear sonucu, CIN2/CIN3 gibi rahim ağzında prekanseröz lezyon tedavisi geçirmiş kadınlar, tedavi sonrasında belirli aralıklarla HPV testi ile takip edilir. Bu, virüsün vücuttan atılıp atılmadığını ve olası nüks riskini değerlendirmek içindir.
  • HPV aşısı olmuş kadınlar: Aşılanmış olsalar bile, cinsel olarak aktif 30 yaş üstü kadınların düzenli taramalarına (HPV testi ve/veya smear) devam etmesi önerilir. Aşı, en yaygın yüksek riskli HPV tiplerine karşı koruma sağlar ancak tüm tipleri kapsamaz. Ayrıca aşı öncesi alınmış olabilecek bir enfeksiyonun taramayla kontrol edilmesi gerekir. Dolayısıyla “HPV aşısı yaptırdım, artık teste gerek yok” düşüncesi doğru değildir; aşılı kadınlar da tarama programına uygun olarak test yaptırmalıdır.

Erkekler için HPV testi: Rutinde erkekler için yaygın bir HPV tarama testi bulunmamaktadır. Erkeklerde HPV enfeksiyonu genellikle belirti vermeden seyreder ve spesifik bir tarama programı yoktur. Ancak bazı durumlarda (örneğin erkeklerde genital siğil varlığında, veya eşinde yüksek riskli HPV saptanmışsa) doktor önerisiyle ilgili bölgeden sürüntü alınarak HPV testi yapılabilir. Bunun dışında, eşcinsel veya biseksüel erkeklerde anal Pap smear testi (anal bölgeden hücre örneği alma) yoluyla HPV’ye bağlı anal kanser taraması önerilebilmektedir. Genel olarak, erkeklerde HPV taraması kadınlardaki kadar yaygın bir uygulama değildir; daha çok HPV aşısıyla koruma ve belirti geliştiğinde doktora başvurma yaklaşımı benimsenir.

Özetle, HPV testi yaptırması önerilen kişiler ağırlıklı olarak 30 yaş üstü cinsel olarak aktif kadınlardır. Bu yaşın altında, enfeksiyonun kendi kendine temizlenme olasılığı yüksek olduğundan rutinde test yapılmaz. Ancak istisnai durumlarda doktor uygun görürse genç yaşta da HPV testi istenebilir. Her durumda, kişiye özel risk faktörleri göz önünde bulundurularak doktorunuz sizin için en uygun tarama planını belirleyecektir.

HPV Testi Nasıl Yapılır? İşlem Süreci

HPV testinin yapılışı, Pap smear testine oldukça benzer ve genellikle aynı muayene sırasında gerçekleştirilir. Testin işlem süreci birkaç dakikadır ve çoğunlukla ağrısızdır. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı veya aile hekimi tarafından poliklinik şartlarında yapılan bu testin adımları şöyledir:

  1. Hasta hazırlığı: Testten önce özel bir hazırlık gerekmese de, doğru sonuç için bazı noktalara dikkat etmek önerilir. Örneğin, testten 24-48 saat önce vajinal duş yapmamak, vajinal krem/ilaç kullanmamak ve cinsel ilişkiden kaçınmak tavsiye edilir. Ayrıca mümkünse test, adet kanaması döneminde değil, bitiminden birkaç gün sonra yapılmalıdır (adetliyken de yapılabilir ancak kan örneği etkileyebileceğinden tercih edilmez).
  2. Muayene pozisyonu: Hasta jinekolojik masaya sırtüstü yatar ve bacaklarını dizlerden büküp yana açarak pozisyon alır. Bu standart kadın doğum muayene pozisyonudur.
  3. Spekulum yerleştirilmesi: Vajina duvarlarını ayırarak rahim ağzını net görmek için spekulum adı verilen metal ya da plastik alet nazikçe vajinaya yerleştirilir. Bu işlem biraz baskı hissi yaratabilir ancak genellikle acı vermez. Spekulum sayesinde doktor, rahim ağzını doğrudan görme ve örnek alma olanağı bulur.
  4. Örnek alınması: Doktor, rahim ağzından hücre örneği almak için özel bir fırça veya yumuşak uçlu sürüntü çubuğu kullanır. Bu fırça, rahim ağzının yüzeyinden ve kanalından dökülen hücreleri toplar. Aynı örnek hem Pap smear incelemesi hem de HPV DNA testi için kullanılabilir. Örnek alma işlemi birkaç saniye sürer ve çoğu kadın sadece hafif bir sürtünme hissi duyar. Ağrı genellikle olmaz; eğer hasta çok gergin değilse işlem rahatlıkla tamamlanır.
  5. Örneklerin laboratuvara gönderilmesi: Alınan hücre örnekleri uygun bir taşıyıcı sıvı içeren kap içine konur. Bu kap, üzerinde hastanın bilgileriyle birlikte laboratuvara iletilir. Laboratuvarda örneğin bir kısmı smear testi (sitolojik inceleme) için kullanılır, diğer kısmı ise HPV DNA testine tabi tutulur. HPV testi, PCR gibi moleküler yöntemlerle HPV’nin genetik materyalini saptar ve varsa virüs tipini belirler.
  6. İşlem sonrası: Örnek alındıktan sonra spekulum çıkarılır ve işlem biter. Hasta hemen günlük hayatına dönebilir. İşlemden sonra aynı gün hafif lekelenme tarzı kanama olabilir, bu normaldir ve kısa sürede geçer. Eğer işlem sonrasında aşırı bir kanama veya ağrı olursa, bu tip durumlar nadirdir ama doktora bildirilmelidir.

HPV testinin yapılması bu kadar basittir. Ağrılı bir işlem olmaması ve kısa sürmesi nedeniyle hastaların korkmasına gerek yoktur. Bir jinekolojik muayeneden farkı yoktur. Özellikle daha önce Pap smear yaptırmış kişiler için HPV testi tanıdık bir deneyim olacaktır. Test sırasında gevşemeye çalışmak ve derin nefes alıp vermek, rahatsızlık hissini en aza indirecektir.

Elde edilen örneklerin sonuçları genellikle birkaç gün içinde çıkar. Bazı laboratuvarlarda HPV testi sonucu 1 hafta kadar sürebilir. Sonuçlar çıktıktan sonra doktorunuz sonuçları değerlendirecek ve size bilgi verecektir.

HPV Testi Sonuçları Ne Anlama Gelir?

HPV testi yapıldıktan sonra laboratuvardan gelen sonuç raporu genellikle “pozitif” veya “negatif” şeklinde olur. Bazı gelişmiş testler, pozitif durumda hangi HPV tiplerinin saptandığını da listeler. Sonuçların ne anlama geldiğini şu şekilde açıklayabiliriz:

  • HPV testi negatif: Rahim ağzından alınan örnekte, testin taradığı hiçbir yüksek riskli HPV tipine rastlanmamıştır. Bu, şu an için enfeksiyonunuz olmadığı anlamına gelir ve rahim ağzı kanseri gelişme riskinizin düşük olduğunu gösterir. Negatif sonuç alan kişiler tarama programına uygun olarak rutin kontrole devam eder. Örneğin, eğer sadece HPV testi ile taranıyorsanız 5 yıl sonra tekrar test yaptırmanız önerilir (doktorunuz farklı bir aralık önermediyse). HPV testi negatif ve Pap smear testi de normalse, birlikte “co-test negatif” sonucu, 5 yıl boyunca iç rahatlığıyla devam edebileceğinizi belirtir. Ancak unutmayın, HPV testi daima o anki durumu gösterir; gelecekteki bir enfeksiyonu ekarte etmez. Bu nedenle korunma önlemleri ve düzenli tarama ihmal edilmemelidir.
  • HPV testi pozitif: Alınan örnekte bir veya birden fazla yüksek riskli HPV tipi saptanmıştır. Bu sonuç, vücudunuzda kanser gelişimine yol açabilen bir HPV enfeksiyonu olduğunu gösterir. HPV pozitif demek, kanser olduğunuz anlamına kesinlikle gelmez. Pek çok kişi HPV pozitif olsa bile hiçbir zaman kansere yakalanmaz. Ancak bu sonuç, kanser öncüsü olabilecek değişiklikler açısından yakından değerlendirilmeniz gerektiğine işaret eder. HPV testi pozitif çıktığında genellikle yapılacak ilk şey, eğer aynı örnekle Pap smear bakılmadıysa smear testinin de yapılması veya sonucu bekleniyorsa onunla birlikte yorumlanmasıdır. Pozitiflik durumunda raporda genellikle hangi tip veya tiplerin pozitif olduğu belirtilir. Örneğin “HPV 16 pozitif” veya “HPV 16/18 negatif, diğer yüksek riskli tip pozitif” gibi. Özellikle HPV 16 veya 18 pozitifliği, bu tiplerin en yüksek riskli olması nedeniyle daha fazla dikkat gerektirir.

HPV test raporunda, kullanılan yönteme göre bazen “yüksek riskli HPV DNA saptandı/saptanmadı” şeklinde ifade de bulunabilir. Bazı testlerde 14 yüksek riskli HPV’nin varlığı topluca taranır, bazı testler ise 16 ve 18’i ayrı, diğerlerini grup halinde raporlar.

HPV Negatif, Smear Negatif: Bu ikili sonuç, o an için rahim ağzı sağlığının gayet iyi olduğunu ve kanser riskinin son derece düşük olduğunu gösterir. Bu durumda bir sonraki tarama 5 yıl sonra planlanır.

HPV Pozitif, Smear Negatif: Bu durumda virüs vücudunuzda mevcut ancak henüz hücresel bir değişiklik yapmamış anlamına gelir. Doktorunuz muhtemelen kolposkopi adı verilen ayrıntılı rahim ağzı muayenesini önerebilir veya HPV tipine göre 12 ay sonra yeniden test yapmayı tercih edebilir. Örneğin pozitif tip 16 veya 18 ise direkt kolposkopi önerilir; diğer tipler pozitifse ve smear normalse, bir yıl sonra tekrar HPV testi yapılıp virüsün persiste edip etmediğine bakılabilir.

HPV Pozitif, Smear Pozitif (anormal): Bu kombinasyonda hem virüs var hem de smear testinde hücresel anormallikler görülmüş demektir. Bu durumda vakit kaybetmeden kolposkopi ve biyopsi gibi ileri tetkikler yapılır. Bu sayede anormal hücrelerin derecesi (prekanseröz lezyon seviyesi) belirlenir ve gerekirse tedavi (örneğin LEEP konizasyonu gibi rahim ağzından hastalıklı dokunun çıkarılması) uygulanır.

Özetle, HPV testi pozitif sonucu bir alarm işaretidir ama paniğe gerek yoktur. Bu durumda sadece daha yakın takip ve gerektiğinde tedavi ile, rahim ağzı kanseri gelişmeden önlem alma şansı yakalanır. Pozitif bir HPV sonucu sonrası atılacak adımları doktorunuz belirleyecek ve size en uygun izlem planını uygulayacaktır.

HPV Testi Pozitif Çıkarsa Ne Yapılmalı?

HPV testiniz pozitif çıktıysa ilk yapmanız gereken sakin kalmak ve doktorunuzla görüşmek olmalıdır. Pozitif sonuç yaygındır ve çoğu zaman yönetilebilir bir durumdur. İzlenecek adımlar genellikle şöyle olacaktır:

  • Doktor değerlendirmesi: Sonuçlarınızı doktorunuz ayrıntılı biçimde inceleyecek. Pozitif olan HPV tipine, smear sonucunuza ve kişisel risk faktörlerinize göre bir yol haritası çizecektir. Bu nedenle ilk randevuda doktorunuz size pozitifliğin ne anlama geldiğini açıklayacak ve olası riskleri anlatacaktır.
  • Kolposkopi gerekebilir: Birçok durumda, özellikle HPV 16 veya 18 pozitif ise ya da smear testinde anormallik varsa, doktorunuz kolposkopi adı verilen bir işlemi önerebilir. Kolposkopi, özel bir büyüteç ile rahim ağzının ayrıntılı incelenmesidir. Bu işlem sırasında rahim ağzına sirke solüsyonu uygulanarak anormal bölgeler görünür hale getirilir. Gerekirse şüpheli alanlardan küçük biyopsiler alınır. Kolposkopi, rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonların tespitinde altın standarttır. HPV testi pozitif çıkan kadınlarda kolposkopi, durumun ciddi bir boyutta olup olmadığını anlamaya yardımcı olur.
  • Biyopsi ve tedavi: Kolposkopide alınan biyopsi sonuçları eğer CIN adı verilen prekanseröz lezyonları gösterirse (CIN1, CIN2 veya CIN3 gibi derecelerle ifade edilir), lezyonun derecesine göre doktorunuz tedavi önerebilir. Düşük dereceli değişiklikler (CIN1) çoğunlukla takip edilir, çünkü kendiliğinden gerileyebilir. Yüksek dereceli değişiklikler (CIN2, CIN3) ise zamanla kansere dönüşme potansiyeli taşıdığından genellikle LEEP veya konizasyon gibi ufak cerrahi işlemlerle tedavi edilir. Bu işlemlerde rahim ağzındaki hastalıklı kısım çıkarılarak hem tanı kesinleştirilir hem de tedavi sağlanır.
  • Takip aralığının sıklaştırılması: HPV pozitif olan kişilerde, eğer hemen ileri bir müdahale gerekmedi ise, genellikle normal taramaya göre daha sık kontrol uygulanır. Örneğin smear ve HPV testini 1 yıl sonra tekrarlamak gibi bir plan önerilebilir. Amaç, virüsün temizlenip temizlenmediğini ve olası hücresel değişiklikleri erken yakalamaktır. Bir yıl sonra yapılan testlerde HPV negatifleşmişse ve smear normalse, kişi yeniden rutin tarama programına dönebilir. Ancak HPV pozitiflik devam ediyorsa, kolposkopi tekrarı veya gerekirse tedavi yine gündeme gelebilir.
  • Eş ve partner bilgilendirmesi: HPV cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olduğu için, pozitif sonuç aldığınızda mevcut partnerinizin de durumdan haberdar edilmesi önemlidir. Erkek partnerler için belirli bir test rutini olmamakla birlikte, eğer partnerinizin genital bölgelerinde siğil vb. lezyonlar varsa onların da tedavi olması gerekir. Partnerinize durumu açıklamak ve birlikte korunma önlemleri almak, enfeksiyonun karşılıklı gidip gelmesini önlemek açısından faydalıdır. Bu noktada partneriniz de doktor kontrolünden geçebilir. Özellikle kadın partner varsa onun da test yaptırması önerilir.
  • Psikolojik destek ve yaşam tarzı: HPV pozitif sonucu bazen anksiyete yaratabilir. Unutmayın, HPV çok yaygındır ve bu durum sadece bir sağlık sürecinin yönetilmesidir. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmeyin. Bunun yanı sıra, sigara kullanıyorsanız bırakmanız, sağlıklı beslenmeniz ve bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanız virüsle mücadelede yardımcı olacaktır. Bağışıklık sistemi güçlü kişiler, HPV enfeksiyonunu daha kolay temizleyebilir. Stresten uzak durmak, düzenli uyku ve egzersiz de genel sağlığınıza katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak, HPV testi pozitif ise bu bir uyarı niteliğindedir ama çözümsüz bir durum değildir. Birçok kadın yaşamının bir döneminde HPV pozitif olur ve uygun takip sayesinde kansere yakalanmadan bu enfeksiyonu atlatır. Burada en önemli nokta, doktorunuzun önerilerini dikkatle takip etmek, kontrolleri aksatmamak ve gerekirse tedaviyi geciktirmemektir. Pozitif sonuçla birlikte siz ve doktorunuz gerekli önlemleri alarak ileride oluşabilecek ciddi sorunların önüne geçebilirsiniz.

HPV Testi ve Pap Smear Arasındaki Farklar

HPV testi ve Pap smear (smear testi), her ikisi de rahim ağzı kanseri riskini azaltmak için kullanılan tarama testleridir; ancak hedefleri ve yöntemleri açısından farklılık gösterirler. Bu farklılıkları anlamak, her iki testin de niçin önemli olduğunu kavramak açısından faydalıdır:

  • Testin amacı: Pap smear testi, rahim ağzından alınan hücre örneğinde anormal hücre değişikliklerini (displazi, prekanseröz lezyon veya kanser hücreleri) saptamayı amaçlar. Yani hücrelerde oluşmuş bir hasar veya dönüşüm var mı, ona bakar. HPV testi ise aynı bölgeden alınan örnekte HPV virüsünün varlığını tespit etmeyi amaçlar. Pap smear, sonucu hücrenin etkisini gösterirken; HPV testi, sebebi (virüsü) gösterir.
  • Ne zaman önerilir: Smear testi, cinsel aktif tüm kadınlarda 21 yaşından başlayarak önerilir. 21-29 yaş arası kadınlar genellikle sadece 3 yılda bir Pap smear ile taranır. HPV testi ise 30 yaşından itibaren taramaya eklenir. 30-65 yaş arası kadınlarda 5 yılda bir HPV testi + smear (co-test) veya sadece 5 yılda bir HPV testi (ya da 3 yılda bir sadece smear) seçenekleri uygulanabilir. Yani genç kadınlarda tek başına smear yeterli görülürken, 30 yaş sonrası HPV testi devreye girer. Bu fark, genç yaşlarda HPV’nin çok yaygın olup çoğunlukla kendiliğinden geçmesi, ilerleyen yaşlarda ise persiste enfeksiyon riskinin artması nedeniyledir.
  • Hassasiyet ve özgüllük: HPV testinin hassasiyeti (rahim ağzı yüksek riskli durumunu yakalama olasılığı) smear testine göre daha yüksektir. Yani rahim ağzı kanseri riskini öngörmede HPV testi daha duyarlıdır; zira kansere yol açacak hemen hemen tüm vakalarda önce HPV pozitifliği vardır. Smear testi ise bazı durumlarda hücresel değişiklikleri gözden kaçırabilir (örneğin örneklemeye bağlı hatalar, yorum farkları olabiliyor). Ancak smear testi de özgüldür; yani anormal hücreleri gördüğünde gerçekten riskin var olduğunu gösterir. Bu nedenle birlikte kullanımları hem hassasiyeti hem özgüllüğü artırır.
  • Sonuçların yorumu: Smear testinde sonuçlar genellikle Bethesda sistemi denilen bir sınıflama ile raporlanır (örn: Normal, ASC-US, LSIL, HSIL, ASC-H, AGC, vs. gibi kısaltmalarla). Bunlar hücrelerdeki anormallik derecesini gösterir ve tedavi-takip buna göre planlanır. HPV testinde ise sonuç basittir: Pozitif veya negatif ve varsa tip bilgisi. HPV pozitifse, smear sonucu normale yakın bile olsa ilave değerlendirme düşünülür, çünkü virüs varlığı gelecekte sorun yaratabilir.
  • Test sıklığı: Pap smear tek başına yapıldığında daha sık (3 yılda bir) tekrarlanması gerekir. HPV testi daha seyrek (5 yılda bir) tarama yapılmasına olanak tanır çünkü negatifken güvenli dönem uzundur. Kombine yapıldığında (HPV + Pap smear) 5 yılda bir tarama yeterli görülür, çünkü iki test birden negatifse risk iyice düşüktür.
  • Erkeklerde kullanım: Pap smear testi sadece kadınlara özgüdür (rahim ağzından örnek alındığı için). HPV testi teorik olarak kadınlarda rahim ağzı dışında (vajina, vulva) lezyonlarda veya erkeklerde de ilgili bölgelerden alınan sürüntüyle yapılabilir. Ancak yaygın kullanım alanı kadınlardaki rahim ağzı taramasıdır. Erkeklerde rutin bir Pap test karşılığı yoktur, yalnızca anal smear bazı yüksek risk gruplarında yapılır.
  • Kısıtlılıklar: Pap smear, hücresel değişiklik belirlediği için enfeksiyon var ama henüz değişiklik yoksa normal çıkabilir (yalancı negatif). HPV testi de sadece yüksek riskli tipleri arar; düşük riskli HPV’leri (siğil yapan tipler) genelde raporlamaz. Ayrıca HPV pozitif olsa bile o enfeksiyonun mutlaka soruna yol açacağı kesin değildir. Bu nedenle her ikisi de mükemmel tek test değildir; birlikte kullanımları en iyi sonuçları verir.

Özetle, Pap smear ve HPV testi birbirini tamamlayıcı testlerdir. Pap smear var olan hasarı, HPV testi riskin kendisini gösterir. Güncel tarama protokollerinde 30 yaş üzeri kadınlarda bu iki test bir arada kullanılmaktadır. Pap smear tarama programlarının olduğu yıllarda rahim ağzı kanseri insidansı ciddi oranda azalmıştır; HPV testinin eklenmesiyle bu oran daha da düşmektedir. Her iki testin de düzenli aralıklarla yaptırılması, rahim ağzı kanserine karşı en etkili korumayı sağlar.

HPV Aşısı ve HPV’den Korunma Yöntemleri

HPV’den korunmanın en etkili yolu aşılanmak ve güvenli cinsel yaşam önlemleri almaktır. HPV aşısı, bu virüsün en sık kansere yol açan türlerine karşı vücudun bağışıklık geliştirerek enfeksiyonu engellemesini sağlar. Ayrıca, aşı dışında da alınabilecek bazı korunma tedbirleri vardır. Bu bölümde HPV aşısı ve diğer korunma yöntemlerini ele alıyoruz:

  • HPV Aşısı: Günümüzde onaylanmış HPV aşıları sayesinde rahim ağzı kanseri ve genital siğil vakalarının büyük kısmı önlenebilmektedir. Mevcut aşılar, HPV’nin yüksek riskli tiplerine (örneğin 16, 18 ve genişletilmiş aşılarda 31, 33, 45, 52, 58 gibi) ve siğile yol açan 6, 11 tiplerine karşı koruma sağlar. HPV aşıları 9-14 yaş gibi erken yaşlarda, cinsel aktivite başlamadan önce uygulandığında en yüksek etkiyi gösterir. Dünya Sağlık Örgütü, kız çocuklarının 9-14 yaş arasında aşılanmasını önermektedir. Birçok ülkede 11-12 yaş civarında okul aşı programlarına dahil edilmiştir. Erkek çocuklarının da aşılanması, HPV dolaşımını azaltarak toplum bağışıklığı sağlar ve ayrıca erkekleri de HPV ilişkili kanserlerden korur (anal, orofaringeal kanserler vb.). Aşının genellikle 2 veya 3 dozluk şeması vardır: 15 yaş altında başlanırsa 2 doz, daha büyüklerde 3 doz şeklinde yapılır. Aşılar güvenlidir ve yaygın olarak sadece kol ağrısı gibi hafif yan etkilere yol açarlar. Uzun vadede koruyuculuğun en az 10-15 yıl, muhtemelen daha fazla devam ettiği gösterilmiştir. HPV aşısı yaptırmak, rahim ağzı kanserine yakalanma riskini çok büyük oranda düşürür ancak yine de aşı olanların da tarama programlarına katılması gerekir (aşı tüm HPV tiplerini kapsamadığı için). Türkiye’de de HPV aşısı sağlık merkezlerinde reçete ile temin edilip uygulanabilmektedir. Özellikle cinsel olarak aktif olmadan önce aşılanmak ideal olsa da, 26 yaşa kadar tüm genç kadın ve erkeklerin aşılanması önerilir. Hatta 26 yaş üstünde de doktor değerlendirmesiyle 45 yaşa dek aşı yapılabilir.
  • Güvenli cinsel hayat ve kondom kullanımı: HPV enfeksiyonundan korunmada prezervatif (kondom) kullanımı kısmi koruma sağlar. Kondom, virüsün partnerden partnere geçiş riskini azaltır ancak tamamen ortadan kaldırmaz; çünkü HPV genital bölgedeki kondomun kaplamadığı cilt alanlarından da bulaşabilir. Yine de düzenli kondom kullanımı, HPV dahil cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğuna karşı önemli ölçüde koruyucudur. Ayrıca tek eşlilik veya partner sayısının sınırlı tutulması da virüse maruz kalma ihtimalini düşürür. Yeni bir partnerle cinsel ilişkiye girerken kondom kullanmak ve mümkünse karşılıklı test durumunu bilmek en güvenli yaklaşımdır.
  • Düzenli tarama (Smear/HPV testi): Korunma yöntemlerinden biri sayılmasa da, erken teşhis için düzenli tarama yapmak da bir çeşit korumadır. Çünkü HPV bulaşmasını tümüyle engellemek her zaman mümkün olmasa da, tarama ile oluşabilecek hasarı erkenden yakalayarak kansere karşı korunmuş olursunuz. Dolayısıyla cinsel açıdan aktif her kadının tarama takvimine uyması, dolaylı bir korunma yöntemi olarak değerlendirilebilir.
  • Bağışıklığı güçlendirmek: Kuvvetli bir bağışıklık sistemi, HPV enfeksiyonunu vücuttan daha hızlı temizleyebilir. Bu nedenle HPV’den korunmada olmasa bile, enfeksiyon varsa vücuttan atılmasını kolaylaştırmak adına sağlıklı yaşam önemlidir. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stresten kaçınma bağışıklığa olumlu etki eder. Ayrıca sigaranın bırakılması özellikle vurgulanmalıdır. Sigara içen kadınlarda HPV’nin persiste etme ve rahim ağzı kanserine yol açma ihtimali daha yüksektir. Sigara, rahim ağzı bölgesindeki lokal bağışıklığı düşürebilir. Dolayısıyla sigarayı bırakmak HPV’nin temizlenmesine yardımcı faktörlerden biridir.
  • Hijyen ve dolaylı bulaşmaya dikkat: HPV esas olarak cinsel temasla bulaşsa da, nadiren ortak kullanılan iç çamaşırı, havlu gibi eşyalardan veya umumi tuvalet, hamam gibi nemli ortamlardan da geçiş olabileceği bazı kaynaklarda belirtilir. Bu tür dolaylı bulaşma olasılığı çok düşük olsa da, genel hijyen kurallarına dikkat etmekte fayda vardır. Özellikle başkalarına ait kişisel eşyaları kullanmamak, ortak alanlarda uygun hijyeni sağlamak gibi önlemler alınabilir.

Unutulmaması gereken en önemli nokta, HPV enfeksiyonunu önlemenin en güçlü yolu aşılamadır. Aşı sayesinde toplum genelinde yüksek riskli HPV tiplerinin yayılımı büyük ölçüde azalacak ve gelecekte HPV ilişkili kanserlerin önemli oranda önüne geçilecektir. Aşı olunsa dahi diğer korunma yöntemlerine dikkat etmek ve taramaları aksatmamak gerekir.

HPV’den korunmak, yalnızca bireysel bir sağlık meselesi değil, toplumsal bir çabadır. Hem erkeklerin hem kadınların farkındalığı artırması, gençlerin aşılanması ve güvenli cinsel pratiklerin yaygınlaşmasıyla, HPV’nin neden olduğu hastalıklar giderek azaltılabilir.

  • 30 yaş üzerindeyseniz, doktorunuzun önerdiği aralıklarla HPV testi ve Pap smear yaptırın. Sonuçlar normal olsa bile tarama takvimine sadık kalın.
  • HPV testiniz pozitif çıkarsa paniğe kapılmayın, bu sonucun oldukça yaygın olduğunu ve erken aşamada yakalamanın büyük bir şans olduğunu unutmayın. Doktorunuzun takip ve tedavi önerilerine uyun.
  • 26 yaşından gençseniz (özellikle ergenlik çağındaysanız) ve imkanınız varsa HPV aşısı yaptırın. Aileler, kız ve erkek çocuklarını doktorlarına danışarak uygun yaşta aşılatmalıdır. Aşı, ileride karşılaşılabilecek HPV enfeksiyonlarına karşı önemli bir yatırımdır.
  • Cinsel yaşamınızda kondom kullanımına özen gösterin, tek eşli ilişkiler tercih edin ve partnerinizle karşılıklı olarak sağlığınızı koruyun.
  • Sigara içiyorsanız bırakmaya çalışın. Bu, hem genel sağlığınızı hem de HPV’nin vücuttan temizlenmesini olumlu yönde etkileyecektir.
  • Genital bölgenizde herhangi bir siğil, lezyon veya anormal akıntı, kanama fark ederseniz gecikmeden bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına başvurun. HPV’nin belirtileri çoğu zaman olmasa da, ortaya çıktığında dikkate almak gerekir.

Unutmayın: Rahim ağzı kanseri, erken yakalandığında tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır. HPV testi ve smear taramaları, bu kanseri henüz oluşmadan önleme şansı sunar. Kendi sağlığınız için taramalarınızı düzenli yaptırmak ve gerektiğinde harekete geçmek en doğru yaklaşımdır.

HPV Testi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Bu bölümde HPV testi hakkında sıkça sorulan sorulara kısa ve net yanıtlar bulabilirsiniz. Aklınıza takılan diğer konular için de doktorunuza danışmanız önerilir:

HPV testi acı verir mi?

Cevap: Hayır, HPV testi genellikle acı veren bir işlem değildir. Test, smear testine benzer şekilde yapıldığı için, deneyim olarak jinekolojik muayeneden farkı yoktur. Vajinaya yerleştirilen spekulum hafif bir baskı yapabilir ve sürüntü alınırken çok kısa süreli ufak bir rahatsızlık hissedilebilir. Ancak çoğu kadın bu işlemi ağrısız veya minimal düzeyde rahatsızlıkla tolere eder. Eğer çok gergin olmaz ve kaslarınızı gevşetebilirseniz, işlem son derece konforlu geçecektir.

HPV testi için özel bir hazırlık yapmak gerekir mi?

Cevap: Test öncesi dikkat edilecek birkaç basit nokta vardır ancak karmaşık bir hazırlık gerekmez. Randevu gününüzden önceki 24-48 saatte vajinal duş yapmamanız, vajinal krem veya ilaç uygulamamanız ve cinsel ilişkiden kaçınmanız tavsiye edilir. Bu sayede alınacak örnek daha sağlıklı değerlendirilebilir. Ayrıca mümkünse testinizi adet dönemi dışında bir zamana planlayın; adet kanaması varsa test sonuçlarını etkileyebileceğinden doktorunuz farklı bir gün önerebilir. Bu basit önlemler dışında aç kalmak gibi özel bir hazırlık gerekmez.

HPV testini erkekler yaptırabilir mi?

Cevap: Erkekler için rutin bir HPV tarama testi bulunmamaktadır. HPV testi, standart olarak kadınlarda rahim ağzı örneği ile yapılıyor. Erkeklerde ise HPV enfeksiyonu genelde belirti vermez ve çoğu zaman kendi kendine geçer. Ancak eğer erkeklerde genital siğil varsa, bu lezyondan alınan doku/örnek üzerinden HPV tip tayini yapılabilir. Ayrıca bazı yüksek riskli gruplarda (örneğin çok partnerli eşcinsel erkeklerde) anal smear testi uygulanarak HPV kaynaklı hücresel değişiklikler taranabilir. Yine de genel olarak erkeklerin HPV testi yaptırması sık görülen bir uygulama değildir. Erkeklerin korunması için HPV aşısı yaptırmaları ve partneriyle birlikte gerektiğinde doktora başvurmaları önerilir.

HPV pozitifsem eşime bulaştırmış mıyım? Partnerim ne yapmalı?

Cevap: HPV, partnerler arasında oldukça kolay bulaşabilen bir virüstür. Eğer sizde HPV pozitif saptandıysa, mevcut veya önceki partneriniz büyük olasılıkla virüse maruz kalmıştır. Partneriniz erkek ise, belirgin bir lezyonu olmadığı sürece yapacak fazla bir şey yoktur, çünkü erkekler için tarama yoktur ve çoğu enfeksiyon belirtisiz seyreder. Ancak partneriniz kadınsa, onun da bir HPV testi ve smear yaptırması uygun olur. Her iki durumda da partnerinizle korunma yöntemleri hakkında konuşmalısınız. İlişkide kondom kullanmak, virüsün alışverişini bir ölçüde azaltabilir. Eğer partneriniz henüz HPV aşısı olmadıysa, aşı yaptırması da korunma adına değerlendirilebilir. Mevcut partnerinizden bağımsız olarak, ileride yeni bir partner olduğunda da prezervatif kullanmaya dikkat etmek gerekir. Kısacası, HPV pozitifseniz partnerinizin durumdan haberdar olması, gerekirse doktora danışması ve ikinizin de korunma tedbirleri alması önerilir.

HPV testi ve smear testi birlikte mi yapılmalı? Tek başına HPV testi yeterli mi?

Cevap: 30 yaş üzerindeyseniz, HPV testi ve smear testinin birlikte yapılması (co-testing) en yüksek korumayı sağlar. Bu sayede hem virüs varlığı kontrol edilir hem de hücresel bir değişim olup olmadığı görülür. Eğer her ikisi de temiz çıkarsa içiniz rahat edebilir. Tek başına HPV testi, negatifse oldukça güvenilir şekilde risk olmadığını gösterir ve 5 yıl arayla tekrarlanması yeterli olabilir. Ancak HPV testi pozitifse o zaman smear ile durumu değerlendirmek şarttır. 30 yaş altındaysanız doktorlar genellikle HPV testini rutin taramada tek başına kullanmaz, smear yeterli görülür. Sonuç olarak, en ideal tarama yöntemi 30’dan sonra ikisini beraber yaptırmaktır. Doktorunuz sizin özel durumunuza göre en uygun seçeneği önerecektir.

HPV aşısı oldum, yine de HPV testine gerek var mı?

Cevap: Evet, aşı olsanız bile tarama testlerini yaptırmaya devam etmelisiniz. HPV aşısı son derece etkili bir koruma sağlasa da, mevcut aşılar HPV’nin tüm tiplerini kapsamaz. Aşılar en tehlikeli ve yaygın tiplerin çoğuna karşı korur, ancak yine de %100 değildir. Ayrıca aşı olduğunuzda bile önceden maruz kaldığınız bir HPV olabilir. Bu nedenlerle, aşılanmış kadınların da önerilen aralıklarla smear ve HPV testi taramalarına katılması gerekmektedir. Aşı, taramaya alternatif değil, tamamlayıcı bir korunma yöntemidir.

HPV testi sonucu ne kadar zamanda çıkar?

Cevap: HPV testi için alınan sürüntü örneğinin laboratuvar incelemesi genellikle birkaç gün ila bir hafta arasında tamamlanır. Bazı merkezlerde sonuç 1-2 gün içinde verilebilirken, bazılarında bir haftayı bulabilir. Smear testi ve HPV testi birlikte yapıldıysa, smear sonucunun çıkması da benzer sürelerde olur. Sonuçlar hazır olduğunda doktorunuz size bilgi verecek ve e-nabız sistemine de işlenecektir. Eğer sonucunuz beklenenden uzun sürerse, ilgili sağlık kuruluşuna başvurup durumu öğrenebilirsiniz.

HPV testi, rahim ağzı kanseriyle mücadelede elimizdeki en güçlü araçlardan biridir. Bu test sayesinde HPV enfeksiyonları erken dönemde tespit edilerek, kanser gelişme riski taşıyan kişiler yakından izlenmekte ve gerekirse tedavi edilmektedir. Her ne kadar HPV enfeksiyonu sık ve bazen kendi kendine geçebilen bir durum olsa da, hangi kişinin enfeksiyonu atlatıp hangisinde ileride sorun çıkaracağını önceden bilemeyiz. Bu nedenle düzenli tarama ve kontroller, riskleri en aza indirmek için kritik önem taşır.

Hpv Testi Fiyatları Ne Kadar?

2025 yılı için hpv testi fiyatı ortalama 3000 TL – 4000 TL aralığında güncellenmiştir.

HPV Aşısı Fiyatları Ne Kadar?

2025 yılı için hpv aşısı fiyatları ortalama 3000 TL – 3.500TL aralığında güncellenmiştir.